Adet Dönemindeki Ruhsal Sorunlar(Premenstrüel Disforik Bozukluk)
- “Mutsuzum”
- “Eşim beni hiç anlamıyor”
- “Kendimi çirkin hissediyorum”
- “Kendimi değersiz hissediyorum”
- “Sürekli bir şeyler yemek istiyorum”
- “Midem bulanıyor, yemek kokularından nefret ediyorum”
- “Başım ağrıyor”
- “İşe gitmek istemiyorum”
- “Her yerim ağrıyor”
Adet Dönemindeki Ruhsal Sorunlar (Premenstrüel Disforik Bozukluk) Nedir?
Kadınlarda her ayın yaklaşık dörtte birini kapsayan, adet döneminden önce ve adet dönemi sırasında görülen ve bazı duygusal, davranışsal ve somatik (fiziksel) semptomları kapsayan dönemler ‘Adet Dönemi Ruhsal Sorunları (premenstrüel sendrom)’ olarak adlandırılır. Eğer bu dönemde yaşanılan çeşitli semptomlar günlük yaşantının gidişatını bozacak derecede ise buna premenstrüel disforik bozukluk adı verilir. Adet dönemi (Premenstrüel) semptomları ortalama olarak kadınların %70’inde görülürken, premenstrüel disforik bozukluk toplumun çok az bir kısmında görülür. Bu bozukluk, psikiyatrik tanı kitabı olan DSM-IV’te duygu-durum bozukluğu olarak kategorize edilmiştir.
Sıklık
- Amerika’da, adet dönemindeki ruhsal sorunların (premenstrüel disforik bozukluğun) toplumun %2-%10’u arasında görüldüğü saptanmıştır. Orta dereceli semptomlar ise toplumun %30-%80’inde görülmüştür.
- Yapılan bir çalışmada Afrikalı-Amerikan kadınlar ile beyaz kadınlar arasında eşit oranda görüldüğü saptanmıştır.
- Yapılan çalışmalarda semptomların ortalama görülme yaşı 20’li yaşlar, tedavi için başvuranların yaşı ortalama 30’lu yaşlar olarak gözlemlenmiştir.
- Nijerya’da yapılan bir araştırmada kadınların %7,5’inin bu dönemde işe gitmediği saptanmıştır.
- İsveç’te yapılan bir çalışmada ise, kadınların %73’ünün adet öncesi semptomları olduğu ve %2’sinin bu dönemde işe gitmediği gözlemlenmiştir.
- Diğer araştırmalarda bu bozukluğa sahip kişilerin birinci veya ikinci dereceden akrabalarında da duygu-durum bozukluğu olduğunu gözlemlenmiştir. Bu alanda yapılan bir diğer araştırmada, hastaların %65’inin birinci dereceden akrabalarında majör depresif bozukluk olduğu saptanmıştır.
Semptomlar
- Bu sorunun, bazıları depresyon belirtilerine benzerlik gösteren ve sıklıkla karşılaştığımız semptomları aşağıda sıralanmıştır. Bu semptomlar farklı kişilerde değişen yoğunluklarda yaşanabilir.
- Mutsuzluk, karamsarlık, sürekli ağlama
- Ölme isteği, intihar fikirleri
- Çaresizlik hissi
- Anksiyete, ciddi kaygı, gerginlik
- Duyguların birden/aniden değişmesi
- Öfke kontrolsüzlüğü, aşırı sinirlilik, tahammülsüzlük
- Daha önce yapılan aktivitelere artık ilgi duymama
- Enerji yoksunluğu, sürekli yorgunluk, rehavet, bezginlik
- İştah kapanması, aşırı yeme, belli başlı yiyecekleri aşerme
- Uykusuzluk, aşırı uyku
- Unutkanlık
- Boğulma hissi, kontrolden çıkmış gibi hissetme
- Çarpıntı, terleme, baş ağrıları, eklem ve kas ağrıları, kilo alımı, ses ve kokulara aşırı hassasiyet, aşırı şişkinlik ve göğüslerde hassasiyet gibi fiziksel belirtiler
- Semptomların yaşanış sıklığı ve yoğunluğu, kişinin iş yaşamı ve özel hayatındaki ilişkilerin bozulmasına yol açıyorsa premenstrüel disforik bozukluk tanısından şüphelenmek gerekir.
Ruhsal Sorunlar ve Sosyal Boyut
Adet dönemindeki kişiler şiddetli bir depresyona girebilir, bazen hiç evden çıkmayabilirler. Bu kişiler bu dönemde yaşadıkları sıkıntı nedeniyle işe gidemez hale gelebilirler veya işte yeteri kadar verim gösteremezler. Kişilerin akademik performansları düşme eğilimine girer. Uzun süren sinirlilik halleri ve/veya öfke patlamaları nedeniyle kişiler arası çatışma yaşama ihtimalleri artar, dolayısıyla sosyal ilişkileri ve işyerindeki ilişkileri ciddi anlamda bozulabilir.
Topluma Olan Maliyeti
Bu bozukluğa sahip olan kişiler işyerlerinde çok fazla devamsızlık yaparlar bu da işyerinin o dönemde yeteri kadar verimli olmamasına sebep olur. Bu dönemde yapılan ilaç masrafları kişinin maddi durumunu ciddi boyutta etkiler. Aynı zamanda evden çıkmama ve sürekli yemek yeme de kişilerin maddi durumunun kötüleşmesine sebep olur. Bütün bu etkiler bireysel maddi sıkıntılara yol açtığı gibi, ailevi ve toplumsal seviyede de maddi kayıpların olmasına neden olur.
Adet Döneminde (Premenstrüel Dönem) İlişkiler ve İletişim
Bu dönemde gerçekleşen yoğun hormonal değişiklikler sebebiyle kadınlar bazen aşırı duygusal, bazen aşırı öfkeli, bazen ise aşırı kaygılı hissederler ve bu duygu halleri davranışlarına da yansıyabilir. Bu sebeple, bu dönemde dikkat edilmesi gereken en hassas konulardan biri de ilişkilerdir. Erkekler bu dönemlerde kadınların hormon seviyelerinde oluşan değişikliklerden haberdar olmadıklarından kadınların aşırı duygusallığını ve sürekli değişen ruh hallerini yanlış yorumlayabilirler. Bu konu ile ilgili bilgi eksikliği yanlış değerlendirmelere yol açabildiğinden kadınların bu dönemlerinde ilişkilerinin yıpranma olasılığı oldukça yüksektir.
Kadın, içsel değişikliklerin yanı sıra bu dönemde bazı fiziksel değişikliklere de uğrar. Vücut su toplar ve şişer. Yüzde ve vücutta akneler oluşur. Bazen aşırı terleme de görülebilir. Hem değişen hormon seviyeleri hem de fiziksel özellikler sebebiyle kadın normalde olduğundan daha kötü bir görünüşe sahip olduğuna inanır ve kendini değersiz hissetmeye başlar.
İlişkilerde yaşanan sorunlar ve kadının kendi hakkındaki olumsuz algıları birleşince depresyona kadar varabilecek durumlar ortaya çıkabilir.
Eşlere Öneriler – Zihinsel Notlar
Erkeklerin kadınların bu dönemde oluşan değişken ruh hallerine ayak uydurmalarını sağlayacak basit fakat önemli bazı ipuçları vardır:
Eşiniz veya partnerinizin o dönemde yapmaktan ve yemekten hoşlandıkları şeyleri kendinize hatırlatın.
Partnerinizin o dönemde canının neler çektiğini gözlemlemek çok önemlidir. Hem onu düşündüğünüzü göstermiş olursunuz, hem de onun olumsuz ruh halini bir miktar yumuşatmış olursunuz.
Kadınlar adet öncesi dönemde enerji düşüklüğü yaşayabilirler. Bu sebeple, bir gün evi düzenleyerek veya ona bir gece yemek yaparak onu şaşırtabilir ve mutlu edebilirsiniz.
Bu dönemde iken vücutta şişkinlikle olabilmektedir. Adet süresi boyunca giydikleri ile ve fiziksel özellikleri ile ilgili espri dahi yapmamaya özen gösterin. Bunun yerine abartılı olmayan ve gerçekçi iltifatlar işe yarar.
Kadınlar İçin Adet Dönemi (Premenstrüel) İle İlgili Öneriler
- Kafein ve alkol tüketmeyin
- Az ve sık yiyin
- Portakal, elma, armut, lahana, kuru fasulye, nohut, karnabahar gibi şişkinliğe sebep olacak gıdalardan kaçının
- Yürüyüş yapın
Tedavi Yaklaşımları
Bu sendromun sebebi her ne kadar hormonal olsa da, aşırı duygusal ve davranışsal sorunlar uzun dönemler boyunca sürebildiğinden ve/veya bu sıkıntılı dönemler her periyotta tekrarlama eğiliminde olduğundan, tedavisi psikiyatrik ve psikolojik yaklaşımları gerektirir. En etkili ilaçlar antidepresanlardır. Beraberinde kalsiyum, magnezyum, A, E ve B6 vitamin takviyesi yapılabilir. Adet dönemi sendromun tedavisi adet döneminde başlayıp biten bir süreç değildir. Bu bozukluk için hem ilaç tedavisi hem de psikoterapi daha kalıcı çözümler sunar.
Psikoterapi sürecinde önemli husus, kadınların bu dönemde geliştirdikleri kalıplaşmış bazı olumsuz düşüncelere duyarsızlaşma yapmaktır. EMDR yöntemi ile bu konuda oldukça iyi sonuçlar alınmaktadır.
DOÇ. DR. ADNAN ÇOBAN
PSİKİYATRİST-PSİKOTERAPİST
Kadın ve Yaşlılık
Son yıllarda gelişen teknoloji ve insanların sağlık bilincinin güçlenm...
Boş Yuva Sendromu
Boş yuva sendromu, çocukları evden ayrıldığında ebeveynler tarafından ...
Gebelik Sorunları
Gebelik ve doğum, gelecek nesilleri sürdürme açısından insan hayatında...