Uyuşturucu Kullanımının Zararları

“Hocam oğlum olmayan sesler duymaya başladı, herkesten benden bile şüpheleniyor, odasından dışarı çıkmamaya başladı, MİT’in, gizli güçlerin kendisini takip ettiğini düşünüyor, eve kamera yerleştirildiğini ve ailecek gözlendiğimizi söylüyor, beyninde çip olduğunu uzaylıların bu çiple kendisini yönettiğini iddia ediyor, düşünceleri yayınlanıyormuş, başkaları tarafından okunuyor, yönlendiriliyormuş.” diye gelen ailelerin çocuklarında ciddi oranlarda esrar kullanımı ortaya çıkıyor.


Dünyanın en itibarlı bilim dergisi Lancet’te yayınlanan bir araştırmada esrar içen bireylerde şizofreni riskinin %40’lara yükselebileceği bildirildi. Amerika’da yapılan bir başka araştırmada da esrarın şizofreni riskini en az 7 kat artırdığı ortaya kondu. “Ottur günahı yoktur” diye hafife alınan esrar, İngiltere ve Hollanda gibi ülkelerde 2004 yılında bir dönem kullanması ve bulundurulması suç teşkil etmeyen maddeler kapsamına alınmıştı. Ancak bu yasadan sonraki beş yıl içinde şizofreni hastalığında patlama yaşandı. Bunun üzerine yapılan araştırmalarda yukarıdaki sonuçlara ulaşıldı. Bunun üzerine b u ülkelerde hızla yasal düzenlemeler yapıdı ve esrar kullanka da bulundurmak da suç kapsamına alındı.

Esrar gibi maddeler insan beynindeki önemli kimyasalların aşırı tüketilmesine, eksilmesine ve bunun neticesinde de ruhsal bozukluklara sebep oluyorlar. Depresyon, panik, korku, kaygı, paranoya, takıntı rahatsızlıkları bunlardan bazılarıdır. Ancak çok daha önem arz eden bozukluk şizofrenidir. Son zamanlarda ani gelişen şizofreni vakalarında akla ilk esrar gelmektedir. Esrara bağlı şizofreni günümüzün en ciddi ruh sağlığı sorunları arasına girmiştir.

Bir genç kız annesinin kendisine kötülük yapacağını düşünüp öldürmeye kalkmış ve saldırganlık tablosuyla bana getirilmişti. Yaptığım görüşmelerin sonrasında genç kızın bir süredir esrar aldığını ve algılamalarının bozulması sonrasında paranoya geliştiğini tespit etmiştim. İyi bir tedavi protokolüyle esrarı bırakmış ve bu şikayetlerinden kurtulmuştu.

Bir diğer danışanım, muhafazakâr ve dindar bir ailenin çocuğu olmasına rağmen bir gün kendisinin peygamber olduğunu, Allah tarafından görevlendirildiğini iddia etmeye başlamıştı. Gencin ailesi kısa bir süre önce esrar kullanmaya başladığını ve sonrasında bu tür düşüncelerin geliştiğini söylemişlerdi. Tedavi programına alınan genç bir müddet esrar içmemiş ve düşünceleri gerilemişti. Ancak bir zaman sonra esrara yeniden başlayan gençte şizofreni belirtileri tekrar etmişti. Bu defa ciddi bir hastane tedavisi görmüş, iyi bir terapi programının ardından esrarı bırakmayı başarmıştı. Esrarı bırakmasının ardından bir daha şizofreni atağı gözlenmedi.

Eğer bozukluk daha başlangıç aşamasındaysa esrarı bırakır bırakmaz tablo geriliyor ve belirtiler yok oluyor. Ancak esrara devam edilirse şizofreninin kalıcı olma tehlikesi baş gösteriyor. Kalıcı olması kişinin ömür boyu ilaç kullanmak zorunda kalkması anlamıona geliyor.

Esrar kullanan gençler! Aklınız sizi bırakmadan siz esrarı bırakın! Böyle bir tuzağın kurbanı olmayın!

Barış Yolunda Temel gibi Olmak… Nasreddin Hoca göle yoğurt mayalarken Temel de tesadüf bu ya oradan geçer. Bütün köylü toplanmış, hocayı izliyor. Temel sormuş: “ula haburaya niçin toplandınuz?”. Köylü alaylı bir şekilde “hoca göle yoğurt mayalayacakmış” diye cevap verir. Temel hocayla dalga geçilmesine dayanamaz ve hocaya destek verir: “hoca ne yapacaksun bu kadar yoğurdi”.

Son günlerde gündeme gelen açılımlar konusunda bir inançsızlık kendisini göstermektedir. İnanmadıkça bu meseleler çözülemez. Temel gibi olmak, dostane yaklaşmak, moral vermek gerekir. Çünkü işimiz hocanın ki kadar zor değildir.

DOÇ. DR. ADNAN ÇOBAN

PSİKİYATRİST-PSİKOTERAPİST

Kumar Hastalığı

Kumar bağımlılığı beynin dürtü kontrolünde etkili olan ve orbitofronta...

Sigarayı Bırakmak Ancak Psikolojik Destekle Mümkündür

Sigara bağımlılığı insanoğlunu tehdit eden en önemli halk sağlığı soru...

Madde Bağımlılığında Müzikoterapi

Madde bağımlılığı gitgide artan bir toplumsal sorundur. Tedavisinde st...