seks-bagimliligi
Seks Bağımlılığı Hakkında Merak Ettikleriniz

<p>Seks bağımlılığı kontrolsüz seks yapma düşünceleri ve seks davranışlarıyla cinsel ilişkiye girme davranışlarıyla&nbsp;<br /> karakterize bir cinsel dürtü bozukluğudur. Halk arasında her ne kadar salt bir ahlak sorunu gibi görülse<br /> de bu seks bağımlılığı yaşayan birçok insanın aslında birçok travmalara maruz kalmış efendim boşluk duygusu olan&nbsp; aşırı endişeli, kaygılı ve depresif kişiler olduğunu görüyoruz. insanda boşluk duygularını, duygusal boşluk&nbsp;<br /> duygularını bazen dürtüsel bi takım yaşantılarla doyurma davranışı vardır. Işte bunlardan kimisi mesela yemekle,<br /> kimisi kumarla, kimisi efendim bi takım madde ve işte alkolle bunu eh doyurmak isterken kimilerinde de bu cinsel&nbsp; davranışla kendini göstermektedir. Bu kişiler Durumlarının farkına varırlar ve bunun için tedavi arayışı içerisine&nbsp; girerlerse çoğu zaman bu bozukluktan kurtulma şansına sahiptirler. Aslında baktığımız zaman birçoğu ortalama&nbsp; insanlardır. Belli işte işleri olan işleri güçleri olan, aileleri olan, aile yapıları olan, sorumluluk sahibi&nbsp; insanlardır ve bu yaşadıklarından son derece pişman olurlar. Son derece suçluluk duyarlar. Fakat ellerinde olmadan&nbsp; defalarca pişmanlık duymalarına rağmen tekrar tekrar bu yaşantılar içerisine girerler. Klinik uygulamalar, uygulamalarımızda çoğu zaman bu insanların bir ruhsal travma sonrasında bu davranış içerisine girdiklerini tespit ediyoruz. Daha çok dürtük kontrolünde kullanılan bir takım ilaç tedavileri ve buna ilave travma terapileriyle son derece başarıyla tedavi edilebiliyor. Ve bu insanların birçoğu bu bozukluktan bu rahatsızlıktan kurtulabiliyor.</p>

sizofreni-hastaliginin-belirtileri
Şizofreni Hastalığının Belirtileri

<p>Şizofren hastalığının belirtilerini dört kategoride ele alabiliriz. Bunlar işitme halüsinasyonları, halüsinasyonlar, özellikle işitme halüsinasyonları, kendi hakkında yorum yapan, efendim kendisini yönlendiren, komut veren sesler duyma şeklinde olabiliyor. Ikinci belirti kümesi hezeyanlardır. Hezeyanların özelliği de kişide sarsılmaz birtakım inançların söz konusu olmasıdır. Yani kişi insanların kendi Zarar vereceğini, kendisini yok edeceğini, efendim öldüreceğini, hatta polisin ve işte MİT'in kendisini takip edip hapse atacağını düşünmeye başlıyor. Veya efendim işte beynine çip yerleştirildiğini, bunun da düşüncelerinin bir şekilde kontrol edildiğini düşünebiliyor. Yine kendisini peygamber, veli, dünyayı kurtaracak adam, hatta Allah olarak düşünen insanlar bile söz konusu olabiliyor. Yani muhakemenin bozulması, gerçeği değerlendirme yetisinin bozulması, hezeyani birtakım düşüncelerle kendini gösterebiliyor. Yine bunun yanında sosyal çekilme, içe kapanma, acayip ve tuhaf bir takım davranışlar sergileme de şizofrenin önemli belirtilerindendir. Ne oluyor? Kişi çevreyi ve dünyayı yabancılaşmış hissetmeye başladığı zaman düşünmeye başladığı için zaman içerisinde dış dünyadan kendinizi soyutluyor ve korumaya alıyor. Işte bu koruma mekanizma içerisinde kendisine müdahale edildiği zaman, kendisiyle iletişim kurulma istendiği zaman bunun bir tehdidi olarak algılayıp buna saldırgan bir tavırla cevap verme söz konusu olabilir. Işte toplum ah da şizofreni hastaları çok işte efendim saldırgandır. Şizofreni hastaları suça meyillidir gibi bir yanlış inanış var. Şizofren hastaları suça meyilli veya saldırgan değiller. Sadece o sosyal çekilme noktasında, hastalığın alevlendiği noktada kendilerini koruma çünkü dış dünyanın kendisi için tehdit olduğunu düşünüyor bu kişi. Ne yapıyor? Bir takım agresif reaksiyonlar göstererek koruma altına alıyoruz. Ama şizofren hastaları bu alevli dönemden sıyrıldıkları zaman toplumdaki suç oranlarından çok daha fazla bir suç işleme yüzdesine sahip değiller. Bu bilginin de altını çizmiş olalım. Tabii dördüncü önemli belirti kümesi ise şizofreni hasta Bu sıcak şikayetlerinden dolayı sosyal, efendim, ailevi, mesleki ve evlilikle ilgili birtakım becerilerini de bir zaman içerisinde işlevlerini kaybediyolar. Yani mesela işte kendi eh bakımlarını yapamaz hale geliyolar, öz bakımları azalıyor. Efendim eh temizliklerini yapamıyolar. Efendim eh yemelerine içmelerine dikkat etmiyolar. Çok sigara, çok efendim aşırı eh kahve ve kola içmeye, aşırı efendim çay içme gibi bir takım durumlar söz konusu olabiliyor. Yine efendim kendi kendine konuşma, kendi kendine gülme insanlarla iletişim kuramama, seste efendim tekdüzelik, monotonluk gibi birtakım belirtiler de şizofren hastalarının da gördüğümüz belirtilerdir. Sonuç olarak tabii çok birçok belirtisi olan bir rahatsızlık bu ama genel olarak en üst noktada belirtilerin en üst noktasında halüsinasyonlar özellikle işitme halüsinasyonları ve hezeyanlar yatmakta ve bunlar kişinin sosyal hayatını da son derece etkile</p>

Depresyonun ruhsal belirtileri nelerdir ile ilgili Doç. Dr. Adnan Çoban'ın video içeriğine web sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Depresyonun Ruhsal Belirtileri Nelerdir?

<p style="margin-top:13px; text-align:left"><span style="line-height:100%">İnsan beyninin fonksiyonlarını bedensel, ruhsal ve zihinsel olarak üçe ayırabiliriz. Depresyonda insan beynini kimyasında bir bozulma söz konusu olduğu için, özellikle beynin sol ön bölgesinin, arka bölgesinin sol ön arka bölgesinin kimyasal düzensizliğinden dolayı kişide ruhsal zihinsel ve bedensel birtakım belirtiler ortaya çıkar. Ruhsal belirtiler daha çok mutlu olma ve hayattan zevk alma becerilerinin sekteye uğramasıyla karakterizedir. Yani kişi artık eskisi kadar hiçbir şeyden keyif alamıyordu. Hiçbir şeyden mutlu olamıyordu. Ve ruh iklimi sürekli kederden yana adeta bir kış mevsimini yaşıyor. Hiçbir zaman güneşi görmüyordur. Sabah kalktığı zaman bugün nasıl geçecek? Akşama kadar ben ne yapacağım? Şeklinde düşünüyordur. arkadaşlarıyla sevdiği dostlarıyla işte aile efradıyla bir araya geldiği zaman bile artık mutlu olamamaya başlamıştır. Bunun yanında kişide zevk alıcı bir takım etkinliklere karşı istek ve ilgi de kaybolmaya başlar. Yani kişi hayata karşı isteğini ve ilgisini de kaybetmiştir. Ayrıca bir gerginlik, endişe, korku hali de depresif durumlarda kendisini gösterebilir. Yani kişi Hayatın sonunun geldiğini, artık eskisi gibi mutlu olamayacağını, artık hayatın bir anlam taşımadığını düşünmeye başlar. Ve bu kişi de bir şiddetli gerginliğe, gerilime ve endişeye, korkuya yol açmaya başlayabilir. Yine depresyonda gördüğümüz en önemli belki de depresyonun varlığını bize gösterecek ilk belirtilerden birisi de aşırı gerginlik ve sinirlilik halidir. Kişi çevresindeki herkesi üzmeye başlar. Çok sevdiği insanlara tahammül edememeye başlar. Ev hanımları işte anneler çocuklarını tahammül edemeyip hatta bazen gelip hocam çocuklarım var ve onları tahammül edebilip arada bir canlarını yakıyorum diye ağlayan hastalarımız olmaktadır. Yani kişi çalıştığı iş yerinde çok yakın iletişimde olduğu kişilerle veya sosyal alanlarda mesela efendim trafikte öfkesini kontrol edememeye ve aşırı bir takım tepkiler vermeye başlar. İşte bu sinirlilik, gerginlik, endişe, korku, mutlu olamama, hayattan tat alamama, ilgi ve istekte azalma, depresyonun ruhsal belirtileri olarak karşımıza çıkmaktadır.</span></p>

Bir insan bir çatışma durumunda veya bir kaotik durumda veya işte yaşamış olduğumuz korona virüs salgını gibi bir travmatik olayla karşılaştığında kendini korumak adına ve karşılaştığı sorunu çözmek, onunla başa çıkmak adına birtakım mekanizmalar ortaya koyar. Biz bunlara savunma mekanizmaları diyoruz.

Savunma mekanizmaları Aslında kişiyi korumaya yöneliktir. Ancak bazı savunma mekanizmaları paradoksal bir şekilde kişiyi koruyalım derken aslında çözümden uzaklaşmaya götürür ve sorunun daha da büyümesine, krizin daha da büyümesine sebep olur. Örneğin bu korona virüs salgını esnasında inkar mekanizmasını çok sık bir şekilde gördük. Yani görmezden gelmek, yokmuş gibi davranmak. Yadsımak. Deore etmek değersizleştirmek önemli bir şey yok, çok korkacak bir şey yok. Bu kadar da büyütmeyin. Tarzı yaklaşımları veya kadercilik bize bir şey olmaz. Zaten öleceğiz. Allah bizi korur. Ölüme bir çare yok zaten. Şeklinde düşünceler. Ve davranışlar karşımıza sıklıkla çıkıyor. Bunlar işte bizim ilkel davranış ııı modellerinden veya ilkel başa çıkma modellerinden bazıları. Bu tür durumlarda insanlar yaşamış oldukları çaresizliğe ve ümitsizliğe, tevekkül maskesini giydirerek bunu görmezden gelerek olayı küçümseyerek kaderci bir şekilde yaklaşarak sözde kendilerini korumaya çalışıyorlar. Ama bu koruma mekanizması, bu savunma mekanizması kişileri tedbir almaktan önlem almaktan uzaklaştırıyor. O zaman da krizin şiddeti daha da artıyor. Ve bu kişi hem kendisi için tehlikeli bir durum yaratıyor hem de başkaları için tehlikeli bir insan haline geliyor. Yapmamız gereken mutlaka korkacağız, kaygılanacağız.