EMDR altında travma yatan her türlü psikolojik problem ve psikiyatrik bozuklukta etkilidir

TSSB haricinde travmanın sebep olabileceği ya da şiddetlendirebileceği psikiyatrik rahatsızlıklarda da EMDR terapisi son derece etkilidir. Çünkü travmaya maruz kalmış bütün psikiyatrik tablolarda EMDR terapisi kliniğin şiddetini azaltmakta ve tedavi başarısını artırmaktadır.

Çocukluk çağında oluşmuş olan travmatik bir zeminde yaşanan yeni travmalar ilerleyen süreçte TSSB’nin yanısıra depresyon, panik bozukluğu, fobik reaksiyonlar, bağımlılık gibi psikiyatrik durumlara sebep olabilmektedir.

Bazen de travmanın etkisi devam ettiğinde bu psikiyatrik rahatsızlıklar TSSB olmaksızın da gelişebilmektedir.

Bunların en başında depresyon gelir. Depresyon, travmanın en sık sebep olduğu psikiyatrik rahatsızlıktır. Travmanın sebep olduğu suçluluk, değersizlik, yalnızlık, çaresizlik ve güvende olamama düşünceleri kişiyi umutsuzluğa ve anlamsızlığa sevk ederek yaşama isteğini bloke edebilir ve şiddetli bir depresyonun sebebi olabilir. O yüzden depresyon tedavisinde travmaları göz ardı etmemek gerekir. Bu manada EMDR çok katkı sağlamaktadır.

Kapalı yer korkusu, kalabalık korkusu, uçuş korkusu, sosyal fobi (toplum önünde konuşmaktan ve etkinlikten korkmak), hayvan korkusu (kedi, köpek, böcek korkuları), dişçi korkusu, iğne korkusu veya sağlıkla ilgili birtakım girişimlerden korkmak gibi fobik durumlarda travma sıklıkla etkendir ve EMDR terapisi tedavide yüksek bir başarı oranına sahiptir. Yine panik ataklarla giden ve kişinin dışarı çıkmaktan, yalnız kalmaktan korktuğu Panik Bozukluğunda EMDR terapisi son derece etkilidir.

Psikosomatik rahatsızlıklarda, ağrılarda, kronik fibromiyaljide, migren ağrılarında, mide-bağırsak sıkıntılarında, ülseratif kolit, irritable kolon (IBS) gibi kronik seyreden ve bir türlü tedavi edilemeyen durumlarda travma sıklıkla etken olduğu için EMDR terapisi çok etkili olur.

EMDR terapisinin son derece etkili olduğu bir alan da bağımlılıklardır. Çünkü travmalar dürtü kontrol bozukluğuna, o da ilerleyen süreçte bağımlılıklara sebep olabilir. Madde-alkol bağımlılığı ve alışveriş bağımlılığı, kumar bağımlılığı, seks bağımlılığı, işkoliklik gibi davranışsal bağımlılıkların tedavisi için geliştirilmiş özel EMDR protokolleri mevcuttur. Bu protokoller bağımlılığın tedavi şansını yükselten yaklaşımlardır.

Psikiyatrinin en önemli rahatsızlığı olan Şizofreni ve psikotik bozukluklarda da kullanılan EMDR protokolleri geliştirilmiştir. Bu bozukluklarda işitme, görme varsanılarına ve sanrılara yönelik semptoma duyarsızlaştırma yaklaşımları uygulanır. EMDR terapisi ile kişi duyduğu seslere, gördüğü görüntülere ve sanrılara karşı duyarsızlaştırılır. Böylece bunların yarattığı korku ve rahatsızlık hissi azaltılır. Bu şizofreni tedavisine büyük katkı sağlayan bir yaklaşımdır. Bunun haricinde şizofreninin kendisi bir travmatik etki yarattığından Şizofreni Sonrası Depresif Bozuklukta da “şizofreni travması” EMDR terapisi ile çalışılır ve kişinin tedaviye uyumu artırılır. Yine şizofrenili hastanın geçmiş travmaları var ise bunların EMDR terpisi ile çalışılması klinik şiddeti düşürür ve kişiyi rahatlatır. Sonuç olarak şizofrenili hastalarda yapılan EMDR terapisi kişiyi “Ben şizofreni hastasıyım. Eskisi gibi olamayacağım.” düşüncesinden kurtarır ve şizofreni ile mücadele azmini artırır.

Tedaviye direnç gösteren ve kişiyi çok rahatsız eden obsesif kompulsif bozuklukta da (OKB) EMDR protokolleri uygulanır. OKB’de EMDR takıntılara karşı duyarsızlaştırma ve bunlara rağmen hayata devam edebilme gücünü artırır. Eğer arka planda travma var ise klinik şiddeti düşürür ve tedaviye büyük katkı sunar.

İletişim sorunlarında da EMDR terapisinden istifade edilebilir. Örneğin yanlış anlaşılmaktan korktuğu için hayır diyemeyen, herşeyi doğru ve mükemmel yapmak, verilen her yükü omuzlamak zorundaymış gibi hisseden kişilerde çoğunlukla çocukluk travmaları yattığından EMDR terapisi etkili olmaktadır. Bunların yanında kişinin toplumsal hayatta ve yakın ilişkilerde korktuğu senaryolar EMDR terapisi ile çalışılabilmektedir.

Çiftlerde evlilik sonrası yaşanan olaylar travma etkisi yaratmakta, ilişkiyi bozmakta ve çiftleri birbirine karşı soğutabilmektedir. Örneğin düğünde yaşanan tatsız olaylar, kayınvalide, kayınpeder, elti, görümce ile yaşanan travmalar ilişkiyi sabote eder ve çok şiddetli tartışmalara sebep olur. Bu durumlarda çift terapisine EMDR protokolleri de eklenerek terapinin etkinliği ve gücü artırılabilmektedir.

Yine kişilerin hayatın ilk dönemlerinde yaşadığı bağlanma travmaları sürekli sonu hüsranla ve terk edilmeyle biten aşk ilişkilerine sebep olabilmektedir. Örneğin “Hep bana böyle erkekler/kadınlar denk geliyor. Hep beni sömüren, ilgilenmeyen, kale almayan insanlarla ilişkiler yaşıyorum. Bu kişileri nereden buluyorum?” diye yakınan kişilerde büyük bir ihtimalle bağlanma travmaları söz konusudur. Aslında kişi hep aynı tip insanlarla karşılaşmıyor farklı insanlarla aynı tip ilişkiler kuruyordur. Bu durumda ilgisizlik, ihmal gibi bağlanma travmalarının EMDR ile çalışılması bağlanma modelinin geliştirilmesinde ve kişinin güvenli bağlanma tarzına kavuşmasında çok etkili olmaktadır.

Uzun Süren Yas: Sevilen birinin kaybından sonra yaşanan yas reaksiyonu 6 aydan daha uzun sürerse patolojik yastan bahsedilir. Bu kayıp hazmedilememiştir ve travmatik etki devam etmektedir. Bu durumlarda EMDR çok etkilidir.

Kendilik Değeri ve Özgüven Problemleri: Çocukluk travmalarının en sık sonuçlarından biri de özgüven yetersizliğidir. Travmaların EMDR ile çalışılması kişiyi güçlendirmekte ve özgüvenini artırmaktadır.

Performans Kaygısı (Sınav Kaygısı vb.): Travmalar başaramama korkusunu tetikleyebilir ve kişide sınav kaygısına sebep olabilir. Sınav kaygısına yönelik EMDR protokolleri tedavide son derece etkilidir.

Performans Geliştirme (Örneğin, spor, sahne sanatları vb. performans gerektiren konular): Sporcularda kaygının ve aşırı heyecanın sebep olduğu performans problemleri EMDR ile çözülebilmektedir. Ayrıca spor yaralanmaları, müsabakalarda yaşanan şanssızlıklar bir travma etkisi yaratarak sporcunun moral ve motivasyonunu azaltabilmektedir. Burada spora özel EMDR uygulaması kısa sürede toparlanmaya yardımcı olmaktadır. Ayrıca EMDR ile kombine edilen pozitif pekiştirme ve imajinasyon çalışmaları performans geliştirilmesinde başarıyla uygulanmaktadır.

Öfke ve Stres Yönetimi: EMDR terapisi öfke yönetiminde en etkili yöntemlerdendir. Öfke çoğunlukla bir engellenmişlik ve haksızlık düşüncesinin neticesinde ortaya çıkan bir duygudur. Geçmiş travmalar bazen kişilerde bu düşüncelere ve sonuçta çabuk sinirlenme ve öfke patlamalarına sebep olabilmektedir. EMDR terapisi hem travmalara karşı hem de öfkeyi tetikleyen durumlara karşı duyarsızlaştırma ile kişinin öfke tepkisinin en aza inmesini sağlamakta ve öfke kontrolünü artırmaktadır.

Psikolojik Kökenli Fiziksel Rahatsızlıklar (Baş Ağrısı vb.): Travmalar sıklıkla baş, boyun ve vücut ağrılarına sebep olabilir. Migren, kronik fibromiyalji, kronik ağrılar hem travmaların etkisiyle ortaya çıkabilirler hem de kendileri bir ruhsal travma etkeni olabilirler. Örneğin migren atakları kişi için bir travmaya dönüşebilir, kişi ağrısı olmasa bile o anları hatırladığında büyük bir mutsuzluk ve demoralizasyon yaşayabilir. Özellikle migren ve kronik fibromiyalji için geliştirilmiş özel EMDR protokolleri mevcuttur. İlaçla tedaviler çoğu zaman mümkün olmayan bu durumlarda EMDR ile çok iyi sonuçlar alınabilmektedir.

Kilo Kontrolü ve Yeme Bozuklukları: Özellikle çocukluklarından beri kilo problemi olanlarda kilo bir kabusa dönüşür ve kişide kiloya karşı bir aşırı duyarlılık gelişebilir. Öyle ki kişiler kilolu olduklarında kendilerini değersiz, yetersiz, suçlu, sevilmeye layık olmayan, özgüveni düşük biri olarak görebilirler. Bu aşırı duyarlılık kişinin kilosunu kontrol edebilme konusundakini inancını zayıflatır ve kişi paradoksal bir biçimde kilo vermek istediği halde çok daha fazla yemeye başlar. Birçok diyet programına girdiği halde başarılı olamayan kişilerde büyük bir ihtimalle böyle bir sorun söz konusudur. Bu durumda hem kilo konusundaki hassasiyeti normale getirmek hem de yemeyi kontrol etme konusunda bir takım EMDR protokolleri uygulanabilmektedir. EMDR terapisi hem kişinin geçmiş travmalarından kurtularak moralinin yükselmesini hem inancının pekişmesini hem de uyguladığı diyet programına uyumunu olumlu yönde etkilemektedir.

Beden Algısı Bozuklukları: Kendisini çirkin gören, bazı uzuvlarını beğenmeyen, bu yüzden demoralize olup sürekli estetikle meşgul olan kişiler vardır. Bu kişilerin sıklıkla travma yaşadıkları tespit edilir. EMDR terapisi arka planda travmaların yattığı beden algısı bozukluklarında tedaviye büyük katkılar sağlamaktadır.

Sonuç olarak travmanın içinde olduğu her türlü problem ve psikiyatrik rahatsızlıkta EMDR terapisi hem tedaviye katkı sunar hem de bozukluğun şiddetini azaltır. Bu sayede kişinin kısa sürede işlevselliğini kazanması sağlanır.

DR. Adnan Çoban uzmanlık alanları nelerdir?

Dr Adnan Çoban’ın çalışma alanları aşağıdaki şekilde sıralanabilmekted...

Kısa sürede hızlı bir şekilde ilerlemek istendiğinde EMDR terapisi ile yoğunlaştırılmış bir program uygulanabilir mi?

Kesinlikle uygulanabilir. EMDR terapisinin diğer yaklaşımlarından önem...

DR. Adnan Çoban Kimdir?

Dr. Adnan Çoban; 1995 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olmu...