Şizofreni hastaları hayata nasıl kazandırılır ile ilgili video içeriğine web sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Şizofreni Hastaları Hayata Yeniden Nasıl Kazandırılır?

<p>Şizofreni hastalarının hastane sonrasında hayata adaptasyonları yeniden adaptasyonları son derece önemli hedavinin büyük bir kısmını zaten bu oluştur. Ilaç tedavisi zaten belli klasik bir şekilde Takip ediliyor mutlaka ilacını kullanması sağlanıyor aile İşte bu konuda kişinin hastalıklar mücadele gücünü artırıyor iş Hastalığın ne olduğunu bilmek sesleri duyabilir Ama bu seslerin hastalıktan olduğunu bilirse ve bunu bil iş anlatabilecek bu kişi o sesleri seslere göre hareket etme bir öğrenebilir. ve yaşlı bir takım Bezirhane düşünceleri olabilir çevreden şifrelenebilir bu şüpheyi biz hastalıktan olduğu noktasında başarırsan işareti belirtiler yaşasan bile hastada yönetebilme ye başlar bunun yanında kişinin sosyal becerilerin geliştirilmesi son derece önemlidir her benim birçok hastam böyle iyi bir adaptasyon sürecinden sonra evlendiler çocuk sahibi oldular efendim bir işe girdiler Hatta bir hastam var şu anda bir güvenlik elemanı olarak bir şirkette çalışıyor Çok ciddi bir şekilde çalışabiliyor Ben sonuçta şizofreni hastaları üniversite Hayatlarına devam edebilirler okuyabilirler kvlenebilirler doğum yapabilirler efendim çalışabilirler TOKİ işlerde çalışabilirler önemli olan şu bu sosyal işlevleri gösterme Aşamasından önceki aşamaları sağlıklı bir şekilde geçerler yani hastane aşamasının ilaç tedavisinin gaile tedavisinin ailenin efendim Eğitim meşinin kişinin mücadele hastalıkla mücadele gücünü geliştirilmesini çok önemi var biz bunları yaptıktan sonra sosyal alana çok rahat bir şekilde işi sevk edebiliriz Kişide hakikaten hastalara hastalığa rağmen hayatını güzel bir şekilde yaşamaya devam et</p>

Obsesif kompulsif bozukluk takıntı hastalğı belirtileri nelerdir ile ilgili Doç. Dr. Adnan Çoban'ın bilgilendirici videosunu web sayfamızdan inceleyebilirsiniz.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı) Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

<p>Obsesif kompulsif bozukluk belirtileri obsesyonlar ve kompulsiyonlardır aslında. Ama bunun şu normal titizlikten ayrılmak lazım. Yani insanlar hayatlarında işte mikroba karşı, hastalığa karşı veya düzen tertip noktasında titiz olabilirler. Bu eğer günlük hayatlarını etkilemiyorsa, işlevlerini bozmuyor, sosyal ve mesleki, ailevi işlevlerini bozmuyorsa biz bunu hastalık zemininde ele alıyoruz. Hastalık zemini alacağımız şeyler ise daha çok insanın bütün bu işlevlerini bozan obsesyonlar ve kompulsiyonlardır. En sık karşılaştığımız obsesyonlar mikrop bulaşma veya kirlenme obsesyonlarıdır. Kişi kendisine mikrop bulaşacağından korkun. Sürekli elini yıkayabilir. İşte el sıkışmaktan, insanlarla efendim temas etmekten veya işte umumi tuvaletlere vesaire onlardan o kullanmaktan kaçıdır. Yine kuşku obsesyonları, kontrol obsesyonları, ki bu da çok sık görülen bir obsesyondur. Ne oluyor? Kişi ocağı kapattın mı? Işıkları kapattın mı? Ütü bir prizden çektin mi? Veya efendim kapıyı kilitledin mi düşünceleriyle sürekli kontrol eder bunları. Defalarca kontrol eder. Hatta kilometrelerce gidip dönüp tekrar kontrol edebilir. Dini obsesyonlar, metafizik obsesyonlar, görülen diğer önemli obsesyonlardır. Burada da kişinin aklına sürekli efendim Allah'a küfür veya işte mukaddes bir takım saydı. İnandığı değerlere karşı hakaretvari düşünceler veya bunları inkar eden düşünceler gelir. Kişi bundan dolayı suçluluk, günahkarlık duyarak sürekli tövbe tövbe estağfurullah gibi sözler söyler. Efendim ya aşırı işte namaz kılma, ibadet etme olur veya tamamen bunları hatırlattığı için kaçınma davranışları söz konusu olabilir. Yine efendim önemli yani bu yüzyılımızda önemli bir obsesyon eş cinsel olma obsesyonu veya işte homofobi dediğimiz durum. Kişinin aklına sürekli kendisinin eşcinsel olduğu işte hem hoşlandığı gibi bir takım düşünceler gelir. Kişiye aslında yabancı düşüncelerdi bunlar. Çok rahatsız eder. Bundan dolayı bir suçluluk hatta bir günahkarlık duygusu içerisine giren kişi ve eh bunun işte eh böyle bir şeyin olmadığını ispat edercesine bir takım davranışlar içerisine girer. Bu tür düşünceler açıklandı, açıldığı zamanda da sürekli konuşmaktan kaçınır. Kendi içinde büyük bir sıkıntı yaşar. Son olarak da hastalık eh takıntıları önemli takıntılardan. Nedir bunlar? İşte AIDS, hepatit, kanser gibi birtakım rahatsızlıklara yakalandığını düşünür kişiye. Sürekli aklına bu tür obsesyonlar gelir ve gider doktora eh defalarca, müteahhitlik defalar eh test eh o yaptırır, işte efendim tedavi olur veya işte eh muayene olur eh ama bir türlü tatmin olamaz ve defalarca bu eh sürer gider. Sonuç olarak obsesif bozukluk, obsesyonlar hayatını son derece etkileyen ve ızdırap veren ve mutsuz eden bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkar.</p>

adnan çoban,psikolog,psikiyatrist,online terapi,anksiyete,sosyalkaygı
TMU Tedavisi Dirençli Depresyonda Etkili midir?

<p>Majör depresyon; mutsuzluk, hayattan tat alamama, hiçbir şeyden zevk alamama, isteksizlik, uyku ve iştah problemleri, dikkat konsantrasyon ve bellek bozuklukları, enerji azlığı, sosyal mesleki ve ailevi işlevsellikte azalma belirtileri ile seyreden bir psikiyatrik bozukluktur. En yaygın psikiyatri bozukluklardandır. Dünyadaki bütün hastalıklar arasında maluliyetin en önemli 2 sebebidir. Dünya Sağlık Örgütü yakın zamanda maluliyette 1. sıraya geçeceğini işaret etmektedir. Depresyon tedavi edilemediği takdirde sık sık tekrarlayan, yaşam kalitesini bozan, sosyal ilişkilerde ve ekonomik durumda bozulmaya ve hatta sakatlık ve ölümlere sebep olan çok ciddi bir psikiyatrik bozukluktur. O yüzden çok iyi takip ve tedavi edilmelidir. Depresyonda iyileşme kriteri toplam belirti şiddetinin en az %50'sinin azalmasıdır. Eğer bu düzelme %25-50 arasında ise yetersiz cevap %25'in altında ise tedaviye cevapsızlık yani tedaviye direnç olarak değerlendirilir. Depresyon tedavisi de bizim hedefimiz ise tamamen düzelmedir. Ancak araştırmalar uygun ve yeterli dozda ilaç tedavisine rağmen depresyonlu bireylerin sadece %30 40'ında iyileşme elde edilebildiğini göstermektedir. Depresyon tedavisi alan kişilerin %5-10’u tedaviye dirençli depresyondur. Tedaviye dirençli depresyon en az iki farklı gruptan antidepresanın yeterli doz ve sürede kullanılmasına rağmen düzelme elde edilemeyen depresyondur. Tedaviye dirençli depresyon söz konusu ise antidepresan etkiyi güçlendirici tedavilerin devreye sokulması şarttır. Tedaviye dirençli depresyonda direnci açmaya ve tedaviyi güçlendirmeye yönelik etkili yöntemlerden biri de transkranyal manyetik stimülasyon ya da diğer adıyla TMU tedavisidir. FDA 2008 yılında mevcut antidepresan tedavi protokolüne TMU'nun eklenmesini onaylamıştır. Tedaviye dirençli depresyonda FDA onay almış olan TMU tedavi direncinin aşılmasında önemli katkılar sunmaktadır. Depresyonda beynin sol ön bölgesinin arka yan kısmının işlevselliğinde bir bozulma söz konusudur. TMU tedavisinde depresyonda işlevselliği bozulmuş olan bu bölgeye belli frekans ve şiddette manyetik uyarılar verilerek o bölgenin kimyasal ve elektriksel işlevi arttırılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca depresyonla ilişkili sinir hücrelerinin hücre çeperlerindeki ikinci habercilerin işlevleri de düzenlenerek antidepresan ilaçları olan direnç ortadan kaldırılmaya çalışılır. Dirençli depresyonda FDA'dan onay almış olan TMU, etkin güvenli bir güçlendirme tedavisi olarak mutlaka düşünülmelidir.</p>

sizofreni-hastaliginin-belirtileri
Şizofreni Hastalığının Belirtileri

<p>Şizofren hastalığının belirtilerini dört kategoride ele alabiliriz. Bunlar işitme halüsinasyonları, halüsinasyonlar, özellikle işitme halüsinasyonları, kendi hakkında yorum yapan, efendim kendisini yönlendiren, komut veren sesler duyma şeklinde olabiliyor. Ikinci belirti kümesi hezeyanlardır. Hezeyanların özelliği de kişide sarsılmaz birtakım inançların söz konusu olmasıdır. Yani kişi insanların kendi Zarar vereceğini, kendisini yok edeceğini, efendim öldüreceğini, hatta polisin ve işte MİT'in kendisini takip edip hapse atacağını düşünmeye başlıyor. Veya efendim işte beynine çip yerleştirildiğini, bunun da düşüncelerinin bir şekilde kontrol edildiğini düşünebiliyor. Yine kendisini peygamber, veli, dünyayı kurtaracak adam, hatta Allah olarak düşünen insanlar bile söz konusu olabiliyor. Yani muhakemenin bozulması, gerçeği değerlendirme yetisinin bozulması, hezeyani birtakım düşüncelerle kendini gösterebiliyor. Yine bunun yanında sosyal çekilme, içe kapanma, acayip ve tuhaf bir takım davranışlar sergileme de şizofrenin önemli belirtilerindendir. Ne oluyor? Kişi çevreyi ve dünyayı yabancılaşmış hissetmeye başladığı zaman düşünmeye başladığı için zaman içerisinde dış dünyadan kendinizi soyutluyor ve korumaya alıyor. Işte bu koruma mekanizma içerisinde kendisine müdahale edildiği zaman, kendisiyle iletişim kurulma istendiği zaman bunun bir tehdidi olarak algılayıp buna saldırgan bir tavırla cevap verme söz konusu olabilir. Işte toplum ah da şizofreni hastaları çok işte efendim saldırgandır. Şizofreni hastaları suça meyillidir gibi bir yanlış inanış var. Şizofren hastaları suça meyilli veya saldırgan değiller. Sadece o sosyal çekilme noktasında, hastalığın alevlendiği noktada kendilerini koruma çünkü dış dünyanın kendisi için tehdit olduğunu düşünüyor bu kişi. Ne yapıyor? Bir takım agresif reaksiyonlar göstererek koruma altına alıyoruz. Ama şizofren hastaları bu alevli dönemden sıyrıldıkları zaman toplumdaki suç oranlarından çok daha fazla bir suç işleme yüzdesine sahip değiller. Bu bilginin de altını çizmiş olalım. Tabii dördüncü önemli belirti kümesi ise şizofreni hasta Bu sıcak şikayetlerinden dolayı sosyal, efendim, ailevi, mesleki ve evlilikle ilgili birtakım becerilerini de bir zaman içerisinde işlevlerini kaybediyolar. Yani mesela işte kendi eh bakımlarını yapamaz hale geliyolar, öz bakımları azalıyor. Efendim eh temizliklerini yapamıyolar. Efendim eh yemelerine içmelerine dikkat etmiyolar. Çok sigara, çok efendim aşırı eh kahve ve kola içmeye, aşırı efendim çay içme gibi bir takım durumlar söz konusu olabiliyor. Yine efendim kendi kendine konuşma, kendi kendine gülme insanlarla iletişim kuramama, seste efendim tekdüzelik, monotonluk gibi birtakım belirtiler de şizofren hastalarının da gördüğümüz belirtilerdir. Sonuç olarak tabii çok birçok belirtisi olan bir rahatsızlık bu ama genel olarak en üst noktada belirtilerin en üst noktasında halüsinasyonlar özellikle işitme halüsinasyonları ve hezeyanlar yatmakta ve bunlar kişinin sosyal hayatını da son derece etkile</p>

Şizofreni hastalarının hastane sonrasında hayata adaptasyonları yeniden adaptasyonları son derece önemli hedavinin büyük bir kısmını zaten bu oluştur. Ilaç tedavisi zaten belli klasik bir şekilde Takip ediliyor mutlaka ilacını kullanması sağlanıyor aile İşte bu konuda kişinin hastalıklar mücadele gücünü artırıyor iş Hastalığın ne olduğunu bilmek sesleri duyabilir Ama bu seslerin hastalıktan olduğunu bilirse ve bunu bil iş anlatabilecek bu kişi o sesleri seslere göre hareket etme bir öğrenebilir. ve yaşlı bir takım Bezirhane düşünceleri olabilir çevreden şifrelenebilir bu şüpheyi biz hastalıktan olduğu noktasında başarırsan işareti belirtiler yaşasan bile hastada yönetebilme ye başlar bunun yanında kişinin sosyal becerilerin geliştirilmesi son derece önemlidir her benim birçok hastam böyle iyi bir adaptasyon sürecinden sonra evlendiler çocuk sahibi oldular efendim bir işe girdiler Hatta bir hastam var şu anda bir güvenlik elemanı olarak bir şirkette çalışıyor Çok ciddi bir şekilde çalışabiliyor Ben sonuçta şizofreni hastaları üniversite Hayatlarına devam edebilirler okuyabilirler kvlenebilirler doğum yapabilirler efendim çalışabilirler TOKİ işlerde çalışabilirler önemli olan şu bu sosyal işlevleri gösterme Aşamasından önceki aşamaları sağlıklı bir şekilde geçerler yani hastane aşamasının ilaç tedavisinin gaile tedavisinin ailenin efendim Eğitim meşinin kişinin mücadele hastalıkla mücadele gücünü geliştirilmesini çok önemi var biz bunları yaptıktan sonra sosyal alana çok rahat bir şekilde işi sevk edebiliriz Kişide hakikaten hastalara hastalığa rağmen hayatını güzel bir şekilde yaşamaya devam et