Düşüncenin süreçsel özellikleri, düşüncenin hızını, amaca uygunluğunu ve çağrışımların düzenini ifade eder. Şizofrenik bozukluklar yazı ve konuşma diline yansır. O yüzden şizofrenik yazı ve konuşmada bu otistik, paralojik, majik ve regresif düşünce biçimleri sıkça görülür. Klinikte düşünce biçimindeki bozukluğu gösteren belirtiler, çağrışımlarda gevşeme, enkoherans, yandan cevap, raydan çıkma, teğetsellik, çevresellik, neolojizm, ekolali, verbijerasyon, sözcük salatası ve mutizm şeklindedir.

Çağrışımlarda gevşeme bir çözülme belirtisidir. Bu çözülme şizofreninin daha başlangıcından itibaren var olan dikkat-konsantrasyon ve bir dereceye kadar bellek sorunlarından kaynaklanır. Sözel akıcılık, algılama, dikkat, işlek bellek ve bilgi işlem sorunları çağrışımlardaki sıkılığı ve irtibatı bozar. Kişi dış dünyadan gelen uyarılara bir türlü konsantre olamaz, verileri doğru bir düzen içinde bir araya getiremez, yavaşlamış zihinsel faaliyetlerin etkisiyle duygu ve düşünceleri birbiriyle irtibatlandıramaz. Bu tıpkı bir pazılın parçalarını alakasız yerlere koyarak ucube bir tablo oluşturmak gibidir. O yüzden çağrışımlar birbirinden kopuk, ilgisiz, düzensiz, acayip ve tuhaf bir şekilde ortaya çıkar.

Enkoherans (bağlantısızlık) çağrışımlarda gevşemenin biraz daha ilerlemiş halidir. Enkoheransta bağlantılar tamamıyla kopmuştur. Birbiriyle bağlantısı olmayan kelimeler ilgisiz bir şekilde bir araya gelmiştir. Buna dikişsiz, fragmante veya absürt düşünme adı da verilir. Enkoheransın en tipik belirtisi sözcük salatasıdır (word salade). Sözcük salatası birbiri ile ilgisi olmayan kelimeleri bir metin halinde toplamaya ve anlamsız bir şekilde arka arkaya sıralamaya denir. Bunu bir örnekte görelim: “Deli gibi çoban bıçağı cevizin çürüğü muavinlik adilik bir şeymiş gibi hah hah hah. Ne oluyor değil mi efendim deli gibi bir şeymiş öyle demiyorlar.” Anlamsız, kopuk ve absürt.

Enkoherans sadece çağrışımlarda kopuklukla kendini göstermez. Düşüncelerde dağınıklık ve uygunsuz duygulanım gibi belirtiler de enkoheransı yansıtır. Örneğin annesi ölen bir şizofrenili hastanın kahkahalarla gülmesi ya da komik bir olay karşısında ağlaması enkoherans sebebiyledir. Enkoheransa bir örnek daha verelim: “Irgalaya ırgalaya gırandük oğlanlar rusyayı yıktı lakin ofelya söğüdünde ve lucy greik tepelerinde yerleşen oğlanlar lordu yeyip yerine oturdular. Hukuk, vicdan ve ahlak ölçüleri insanların başı liyakat cumhuriyet ve komunizmin getirdiği danışıklı dövüş de olsa tanıdığı imkânlar imkan lüsati komunizm dünya lordluğunda laboratuvarının dışına çıkmasa da komünizm sert bir muhalefettir işkence ve sert bir disiplin biri değil ruhu şahsi menfaat, şahsi egoizm, şahsi kapris, şahsi kötülük hukuki izahı olmayan bir deli sadizmi olursa iş değişir hem oğlan ister hem kral da olsan nizamdan korku ile nüfuz sır tesanüdü yaratıp erkek aşkının homoseksüalitenin belalarına karşı korunmak için yukarının ahlakını boz, generallere, valilerine, profesör ve hocalara polis şeflerine.” Görüldüğü gibi düşünce ve çağrışımlar tamamen kopuk; anlam bütünlüğü kaybolmuş; onun yerini birbirinden bağımsız düşünceler ve ifadeler almıştır.

Perseverasyon (konuya saplanma), bir sözcüğün, bir düşüncenin ya da bir konunun kalıplaşmış bir şekilde ve ısrarla tekrar edilmesidir. Şizofrenili kişiler bir konuya saplanıp o konuAynı sözcük veya cümleleri konuyla ilgili olmamasına rağmen tekrar tekrar yinelemeye de verbijerasyon adı verilir.

Normalde insan, bir konu gündeme geldiğinde, onunla sıkı ilişkisi olan düşünce çağrışımlarını dile getirir ve konuşması boyunca o konunun dışına kolay kolay çıkmaz. Şizofrenili bireylerde sorulan soru ile verilen cevap arasında büyük bir irtibat kopukluğu gözlenebilir. Bu, konunun bütünlüğünü, düşüncelerin birlikteliğini sağlayan ilgi bağlarının gevşemesiyle oluşur. Yandan cevap, raydan çıkma, teğetsellik, çevresellik bu sebeple ortaya çıkan düşünce biçimleridir.

Yandan cevap ya da yandan konuşma sorulan soruyla alakasız cevapların verilmesidir. Bazen yandan cevaplar o derece anormal ve dikkati çekici düzeye gelir ki adeta hastanın kasten böyle davrandığı veya rol yaptığı sanılır.

Örneklendirmek gerekirse;

-Nasılsınız?

-Canım bir parça gezmek istedi.

-Beni tanıdınız mı?

-İşte o kadar, şimdi kalkıyorum nasihatim bitti.

-Bunlar nedir?

-Tatlı.

-Bugün günlerden ne?

-Üç kişinin ellerinde parmakları vardır. Hadi hadi, sen daha iyi bilirsin.

-Hastalığınız nedir?

-Kanım sıcak, kan sıcaklığı var.

Görüldüğü üzere hastanın verdiği cevaplar sorularla ilintili değildir ve bu cevapları verenin hasta olduğunu bilmeyen biri, karşısındaki kişinin kendisiyle dalga geçtiğini, şaka yaptığını düşünebilir.

Raydan çıkma bir düşünceden konuyla ilgisi olmayan ya da kısmen ilgisi olan başka bir konuya geçişin olmasıdır.

Teğetsellik konuşmanın asıl hedefinden sapıp konuyla alakalı başka konuya kayması, ama ana konuya bir türlü geri dönülememesidir.

Çevresellik ise sonunda ana konuya dönmekle birlikte sürekli ayrıntılara girilip konunun etrafında dolaşılmasıdır.

Bazı hastalar çok fazla miktarda, nefes almadan ve araya girmenin mümkün olmadığı şekilde konuşurlar. Buna basınçlı konuşma denir. Basınçlı konuşmaya sıklıkla konudan konuya atlama şeklinde fikir uçuşması da eklenir.

Bazı hastalar karşıdaki kişinin sözlerini papağan gibi aynen tekrar edebilirler. Buna ekolali denir. Bu mimikleri tekrar etme (ekomimi) şeklinde de olabilir.

Neolojizm yeni kelimeler uydurup bunlarla konuşmadır. Dış dünyadan kopukluğun ve otistik yaşantının bir ürünüdür. Uydurulan kelimelerin bir kısmının manası hasta tarafından bilinir. Kelimenin anlamını sorduğunuzda hasta kendince bir açıklama yapabilir. Ancak bazen kullandığı kelimelerin manasını kendisinin de bilmediği olur. Sıklıkla rastlanılan bir durum da, hastaların uydurma kelimeleri arada sırada kullanmalarıdır. Bazen uydurma kaidelerin bilinen hiçbir klasik gramer kuralına uymadığı bu konuşma tarzına da merihli dili denir. Hastanın konuşması adeta uzaylı gibidir.

Bir şizofrenili hastanın sözcük uydurma ve absürt ifadelerle dolu bir mektubu:

“Kelimelerin bende bıraktığı izlenimler ve bu kelimelerin bir hava, nağme, tavır ve üslupla anlatılış şekli ve entelektüel ululuş sorunların menizm adı verdiğim düşünceme göre bu hastalığın kafamda şekillenmesinin örnekleri açıkça yalvaran ve düşünen bir menist şekli ve beyin frekanslarının kelimelerle niteleniş hayal ve tansiyon ve şarbon deliksiyon damarlarının bir sekreterinin hipermetrop astigmatizm miyop hastalıklarının kavram görünüşü ve buna sonuç olarak stansiyolüsyon demek anlamında menizm görünüşü yan tesir ve tansiyon hastanın reaksiyon poliks meni ve duygusal havası çarpıntı uğuldama nöromeni akipeni prostimeni susuz yaz kavramı. Korku ve heyecan aynameni ve kristal batış ve görünüş şekli olan duygusal hava zaman faktörleri menenjitin ospinin azami gerçek hayal bölüm sonuç nokta nokta nokta.” Görüldüğü gibi, mektupta bir yığın kelime bir araya gelmiş ancak anlamlı bir cümle oluşturulamamıştır. Cümlenin başı, ortası, sonu belli değildir. Arada noktalama işaretleri ve anlam bütünlüğü yoktur. Metinde altı çizili olan “menizm, ululuş, menist, prostimeni, akipeni, nöromeni” gibi kelimeler neolojizm örneğidir ve hasta tarafından uydurulmuştur. Bazı hastalar, tamamen kendilerinin uydurdukları bu dille konuşur ve ailelerini de bu dili konuşmaya zorlar. Konuşmazlarsa öfkelenip saldırabilirler.

Bazen birkaç anlamı bir kelimede toplamaya çalışma da söz konusu olur. Buna yoğunlaştırma (kondansasyon) adı verilir. Örneğin bir hasta uydurduğu haraihuana kelimesinde harakiri ve marihuana kelimelerini kullanmış, esrar içmenin intihar anlamına geldiğini ifade etmeye çalışmıştır.

Şizofrenili hastalarda soyut anlamdan uzak harf ve hece çağrışımı görülür. Bunun neticesinde tıpkı şiir yazar gibi anlamsız kafiyeli konuşmalar ortaya çıkar. Buna klang çağrışımı veya kafiyeli konuşma denir.

Örneğin;

“Başlangıcı sürmenaj sürmenaja sürmontil

giderek depresyon depresyona laroksil

endişenin tıpçası anksiyete anksisiyeteye triptilin

kırkyediden çık heyete

aspirin hemanlarin defuloyesi

depresyon psişik sonradan bekleniyor suisid girişimi

iğnesi serumdan ikisine libriyum dayan menrelini

psiko nerotik reaksiyona ve nevroza diapam

ve aksiyete reaksiyona gene anksiyeten fonksiyon.

Tanısı olunca hipomani akut cinsinden hani.

Sınır olayda ise durdu farmakolojisi

aroperadol, akinaton, unikap kombinesi

şok iyileştiricisi

bozulmuştur sürmenajla karışık tipin dengesi

sürer gider psikobiyolojisi.”

Örneklerde görüldüğü gibi, kelimelerin sonundaki bazı hece veya harfler bir çağrışım objesi olarak kullanılmıştır.

Absürt, herhangi bir anlam bütünlüğü olmayan, tuhaf ve yeni kelimeler uydurularak yazılmış bir şizofrenik şiir:

“Artık herkese beleş Müslümanlık

Biz ortadan çıkalım biz gümanlık

Her türlü herzeyi yiyerek aman

Hoca ile hacının işi duman

Yazıyorum aman yazarken eyvah

Acımayacak bize ulu ALLAH

Biz yine hayrı diler olalım mı

Kitaplar içinde saç yolalım mı

Bilmiyorum hiçbir şey bilmiyorum

Sana sığındım, hayrı diliyorum”

Karagöz’le Hacivat oyunlarında Karagöz’ün Hacivat’ın söylediği cümlelerin son kelimesine nazire olsun diye birtakım sözler sarf ettiği görülür. Bu kelimelerin Hacivat’ın söyledikleriyle sadece ses çağrışımı açısından ilişkisi vardır. Şizofrenili hastalarda çocuksulaşma, çocukluk haline geri dönme, dilde ve düşüncede fakirleşme sonrasında bu tür konuşmalar ortaya çıkabilir. Yukarıdaki örnekte de, bir cümlenin nispeten düzgün (Hacivat’ın söyledikleri), peşinden gelen cümlenin ise absürt olduğu (Karagöz’ün söyledikleri) dikkati çeker.

“Her türlü herzeyi yiyerek aman” (Hacivat)

“Hoca ile hacının işi duman” (Karagöz)

Şizofrenili hastalarda bloklar da sık görülür. Bloklar konuşma hızının yavaşlaması ya da yok olması ile gözlenir. Konuşma akışının aniden kesilip hastanın belli bir süre sonra ne anlattığını hatırlayamadığı konuşmalara blok adı verilir. Konuşma ve seslendirmenin tamamen engellendiği duruma da mutizm denir. Mutizm saatlerce hatta günlerce sürebilir. Mutistik hastaların çoğu tek heceli konuşmaya ve sorulara olabildiğince kısa cevap vermeye meyillidir. Görüşmeciyle mümkün olduğunca iletişime girmemeye çalışır.

Şizofrenide İlaç Tedavisi Nasıldır?

Şizofrenide kullanılan ilaçlara genel olarak antipsikotik adı verilir....

Şizofrenide Ailelerin Üzerine Düşen Yükler Nelerdir?

Şizofreninin yükünün büyük bir bölümü ailelerin üzerindedir. Eskiden, ...

Şizofrenide Duygular Nasıl Etkilenir Ve Duygudurum Belirtileri Nelerdir?

Duygular, zihinsel işlevlerin en önemli malzemeleridir ve yönetsel faa...