Çocuk ve Uyku Bozuklukları
Uyku problemi olan çocuklar, aşağıdaki üç belirtiden birini ya da daha fazlasını gösterirler:
- Güçlükle uykuya dalarlar ya da uyuyamazlar
- Gündüz uyuklarlar
- Uyku sırasında alışılmadık yada istenmeyen hareketler yaparlar.
Solunumla ilgili uyku bozukluğu, Çocuklarda uyku bölünmelerinin en sık görülen nedenlerinden biri de solunum güçlüğüne bağlı olan uyku problemidir. Uyku esnasında, 10 saniyeyi aşan bir şekilde istemsiz olarak solunumun kesintiye uğramasıdır.
Dissomniler, Yetersiz, verimsiz veya aşırı uyku ile karakterize uyku bozukluklarıdır.
Obstrüktif uyku apneleri, Derin uyku sırasında azalan kas tonusuna bağlı olarak hava yolunun daralması, solunum işinin artması ve geçici bir obstrüksiyona yol açmakta ve kısmi uyanmalar olmaktadır. Çocuklar, bu kısmi uyanmaları gecede 200-300 kez yaşayabilirler. Bu nedenle, dikkat eksikliği, yorgunluk yaşayabilirler.
Bazı çocuklarda obstrüktif uyku apnesi sendromu, bademcik, geniz eti veya aşırı kilodan kaynaklanabilir. Obstrüktif uyku apnesi, gelişim geriliğine de neden olabilir. Bunun nedeni, çocuğun derin uykuya geçememesi nedeniyle yetersiz hormon salınımı ile ilgilidir.
Narkolepsi,Gündüz uyuklama ve başa çıkılamayan uyku atakları görülebilir. Çocuğun yatış kalkış zamanının izlenmesi önemlidir.
Protodissomniler, Uykuya dalma, sürdürme ile ilgili en yaygın görülen bozukluklardandır. Özellikle okul öncesi çocuklarda görülmektedir.
Parasomniler, uyku esnasında görülen bir grup alışılmadık ve istenmeyen davranışların olduğu uyku bozukluklarıdır.
Kısmi uyanma bozuklukları (Arousal disorders), uykuda korku bozukluğu , konfüzyonlu kısmi uyanmalar ve uyurgezerliğin birarada görülmesidir. Uyku terörü 18 aylıkken, uykuda yürüme okul öncesi ve okul çağında, konfüzyonlu kısa uyanmalar ise herhangi bir yaşta görülebilir. Ergenliğe doğru kısmi uyanma bozukluğunun azaldığı,kaybolduğu görülebilir. Bazı vakalarda nörolojik muayene önemlidir.
Uyku-Uyanıklık Geçiş Bozuklukları, uyanıkken uykuya veya uykuda iken uyanıklığa geçişlerde görülür. Uykuda konuşma, bacak krampları ve ritmik hareket bozuklukları (kafa vurma, uyku sıçramaları, ve vücut sallanması) şeklinde görülebilir. Özellikle, uykunun başlangıcında ritmik hareketler görülmektedir. Çocuğun kendisine zarar verici davranışlarına yönelik önlem almak önemlidir.
Gece kabusları genellikle üç ile altı yaş arasında başlayabilir. Gece kabusları genellikle sabah daha iyi hatırlanır. Gece kabusları gece daha geç saatlerde olur. Genellikle REM uykusu periyodunda oluşur. Çocuk kabusunu anlatırken yönelimi tam ve uyanıktır.
Uyku terörü, uyku başlangıcında (ilk üç saat gibi) olur. Uyku terörünün yarısında çocuk uyku halinde olduğu için sabah olayları hatırlamamaktadır.
Bebeğin gece uyanmaları güvensiz bağlanmayı yansıtabilir. Her gece, uykuya dalma ardından gecenin ortasında uyanma ayrılık sahnesinin tekrarlanması gibidir.
Özellikle gece uyanmaları aileleri kaygılandırmakta ve aileler sıklıkla bu nedenle profesyonel bir desteğe ihtiyaç duymaktadır. Aileyi kaygılandıran diğer neden ise, çocuğun yattıktan sonra hemen uyuyamamasıdır.
Oyun çocuğu ve okul öncesi yaş grubu çocuğu uykuya dalmak için annesine (kucağa almak, sallamak vb.) alışmışsa, gece uyanmalarında da bu durumu isteyebilir. Okul çağı çocuklarında ise, uykuya dalma güçlüğü ve uyku sorunları sıklıkla kaygı, korku ve stresle bağlantılı olabilir.
Uyku Bozuklukları İle İlgili Faktörler
- Bebeğin mizacı
- Anne, baba, bebek arasındaki etkileşim
- Beslenme
- Hastalık
- Fiziksel koşullar
- Yatma zamanı
- Evlilik çatışması
- Ebeveyn psikopatolojisi
Sıklık ve Yaygınlık
Çocuklarda %20-30 oranında uyku bozukluklarına rastlanabilmektedir. Çocukların %27’sinde uykuya dalma güçlüğü, %25 veya daha fazlasında sık gece uyanmaları görülebilmektedir.
Tedavi
Sağlıklı düzenli bir uyku sürecinin, çocukların biyolojik ve psikolojik gelişimleri açısından önemi büyüktür. Öncelikle, çocuğun hem uyku hem de uyanıklık davranışları, uyku bozukluğunun aile öyküsü değerlendirilmelidir.
Tedavisi, özgün semptomların şiddetine göre bireyselleştirilir. Çocuk, aile ve okul ile işbirliğinin kurulması önemlidir. Tedavide öncelikle, korku ve kaygının kökenin tanımlanması önemlidir. Davranış tedavileri, gece uyanmalarında bebeğin ağlaması durumunda annenin pozitif pekiştirmesini(kucağına alma, sallama) aşamalı bir şekilde söndürmeyi amaçlanmaktadır. Bir diğer davranışsal yaklaşım ise, çocuğun sürekli uyandığı saatten önce çocuğu uyandırmaktır (yeniden yapılandırma).
Bir diğer yaklaşımda, anne baba çocuk arasındaki uyku öncesi etkileşimlerin değiştirilmesidir. Kitap okuma, oyun oynama gibi uyku öncesi etkileşimler çocuğun uykuya geçmesini kolaylaştırabilir. Ebeveynin çocuğun yatakta kalmasını desteklemesi, uyuyana kadar yanında olması, gece uyanması sorununun üstesinden gelebilmek adına önemlidir.
DOÇ. DR. ADNAN ÇOBAN
PSİKİYATRİST-PSİKOTERAPİST
Çocuklarda Uyku Düzeni Nedir? Hakkında daha fazla bilgi almak istiyorsanız eğer ki; İlgili linke tıklayabilirsiniz.
Gizli Şizofreni
Araştırmalar şizofreninin görünür hale gelmeden önce bazı belirtiler v...
Ergende Madde Bağımlılığı
Ergenlerde madde kullanımı daha çok deneme veya kötüye kullanım yani b...