Bulimia nevroza, modern çağın en sık rastlanan yeme bozuklukları arasında yer alır. Kişi, genellikle aşırı miktarda yiyecek tüketir ve ardından bu durumu telafi etmek için kusma, laksatif kullanımı ya da aşırı egzersiz gibi davranışlarda bulunur. Psikolojik olarak ise yoğun bir suçluluk ve kontrol kaybı duygusu yaşanır. DSM-5'e göre, bu davranışlar haftada en az bir kez olmak üzere üç ay boyunca tekrarlanırsa tanı koyulabilir.
Bulimia nevroza, hem fiziksel sağlığı hem de psikolojik dengeleri derinden etkileyen bir hastalıktır. Özellikle ergenlik ve genç erişkinlik döneminde ortaya çıkmasıyla dikkat çeker. Genellikle normal ya da hafif kilolu bireylerde görülmesi, hastalığın fark edilmesini güçleştirebilir.
Bulimia Nevroza Nedir?
Bulimia Nevroza, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanımlarına göre, tekrarlayan aşırı yeme (binge eating) atakları ile bu durumu dengelemek için yapılan telafi edici davranışların (kusma, laksatif kullanımı, oruç tutma veya aşırı egzersiz gibi) bir arada görüldüğü ciddi bir yeme bozukluğudur.
Fiziksel olarak bulimia nevroza, mide problemleri, elektrolit dengesizlikleri, diş minesinde erozyon, boğaz tahrişi ve kardiyovasküler komplikasyonlar gibi önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Uzun vadede, yaşamı tehdit edebilecek kalp ritim bozuklukları bile gelişebilir.
Psikolojik perspektiften bulimia nevroza, bireyin kendilik algısı, benlik saygısı ve duygusal düzenleme becerileriyle doğrudan ilişkilidir. Bu bozukluk, çoğu zaman aşağıdaki psikolojik temellere dayanır:
- Düşük benlik saygısı: Kişi kendi bedeninden memnun değildir ve değersizlik hissi yaşar.
- Kontrol kaybı algısı: Yemek yeme anları, kişinin kendini tamamen kontrolsüz hissettiği anlardır. Telafi davranışları, bu kontrolü yeniden kazanmaya çalışmanın bir yoludur.
- Mükemmeliyetçilik: Bireyler genellikle kendilerine karşı çok yüksek beklentiler içindedir. Mükemmel görünme isteği, bu rahatsızlığı tetikleyebilir.
- Yoğun suçluluk ve utanç: Aşırı yeme sonrası kişi, yoğun suçluluk ve iğrenme duygusu yaşar. Bundan dolayı kişi kendine zarar verme eğilimine girebilir.
Bulimia nevroza genellikle ergenlik veya genç erişkinlik döneminde başlar. Hastalığın altında çoğu zaman bastırılmış travmalar, duygusal ihmal, aile içi çatışmalar ya da sosyal medya kaynaklı beden algısı sorunları yer alır.
Bulimia Nevrozanın İki Tipi Vardır:
- Kişi aldığı besinleri düzenli olarak çıkarır, idrar söktürücü ve dışkılamayı arttırıcı ilaçlar kullanır.
- Kişide yemek yememe veya anormal derecede fiziksel aktivite ve spor yoluyla aldığı kalorileri harcamaya çalışma davranışı görülür.
Patlarcasına yeme süreçleri, çoğunlukla iki saatten kısa sürelerde tekrarlanır. Üstelik, daha çok karbonhidrat içeriği fazla olan tatlı, pasta gibi kalorice zengin besinler tüketilir. Kişiler bu davranışlarını gizlemeye ve kıyıda köşede yemeye çalışırlar. Bir tıkınırcasına yeme hali planlı olabileceği gibi, aniden de başlayabilir. Yeme davranışı genellikle çok hızlı bir şekilde gerçekleşir. Tıkınırcasına yeme atakları, alışıla gelen aralıklarda olabileceği gibi öfke, gerilim, yalnızlık, depresif hissetme gibi duygulanımların olduğu dönemlerde de tetiklenebilir. Kişinin hissettiği gerilim yemek yeme esnasında geçici bir süre için düşse de, sonrasında bunu çökkünlük ve çok yediği için suçluluk duyguları izler.
Bulimia Nevroza Nasıl Anlaşılır?
Bulimia nevroza, dışarıdan fark edilmesi zor bir rahatsızlıktır çünkü hastalar çoğunlukla normal kilodadır ve yaşadıkları sorunları gizlemeye meyillidir. Aşağıdaki iki belirti bu duruma eşlik etmektedir:
- Belirli bir süre içinde, diğer insanlarla karşılaştırıldığında, pek çok kişinin yiyebileceği besin miktarının çok daha fazlası tüketilir.
- Yemek yeme esnasında kişide kontrol kaybı hissi olur. Yemeği sonlandıramayacağını, miktarında aşırıya kaçıp kontrol sağlayamayacağını hissedebilir.
Kişi kilo almamak için isteyerek kusturucu, dışkılamayı arttırıcı veya idrar söktürücü ilaçları kullanır. Yemek yemeyi kendine yasaklayıcı tutumlar veya normalden daha çok fiziksel aktivite veya yoğun kültürfizik hareketleri gibi sorunlu davranışlar içine girer. Tıkınırcasına yemek yeme ve uygun olmayan telafi davranışları, en az üç ay süre ile ve haftada en az iki kez görülüyorsa bulimiya nevroza teşhisi konabilir. Kişinin kendine bakışında vücut şekli ve kilosu önemli bir yer işgal eder.
DSM-5’e göre tanı kriterleri arasında şunlar yer alır:
- En az 3 ay boyunca haftada bir kez aşırı yeme ve ardından gelen telafi davranışları
- Yeme davranışının kontrolsüzlük hissiyle gerçekleşmesi
- Beden ağırlığı ve şekline dair aşırı kaygı
- Kilo kaybı veya kilonun sabit tutulması için zararlı yöntemlere başvurulması
Bireylerde şu davranış ve düşünce kalıpları gözlemlenir:
- Yemek sonrası hızlıca tuvalete gitme veya uzun süre kalma
- Yemekle ilgili yoğun suçluluk hissi
- Sosyal ortamlarda yemek yemekten kaçınma
- Aşırı egzersiz yapma, özellikle yemekten hemen sonra
- Mükemmeliyetçilik, kontrol ihtiyacı, öz eleştiri
- Bedeninden memnun olmama, sürekli aynaya bakma, kilo takıntısı
- Depresyon, kaygı bozukluğu, panik atak gibi ruhsal sorunların eşlik etmesi
- Duygusal değişkenlik, öfke patlamaları ya da içe kapanma
- Banyo veya tuvalette kusma sesleri, suyun sık sık açılması (sesleri gizlemek için)
Bulimia Nevroza Nedenleri ve Risk Faktörleri
Bulimia nevroza, yalnızca yemekle ilgili bir bozukluk değil, aynı zamanda bireyin duygularıyla, beden algısıyla ve geçmiş deneyimleriyle de doğrudan ilişkili kompleks bir rahatsızlıktır. Bu nedenle, hastalığın ortaya çıkmasında tek bir neden yoktur. Genellikle biyolojik, psikolojik, sosyokültürel ve çevresel faktörlerin etkileşimi sonucunda gelişir.
Bulimia nevroza hastalarının çoğunda kendini yetersiz hissetme, değersizlik inancı ve özgüven eksikliği gözlenir. Bu kişiler için fiziksel görünüm, kendilik değerinin bir ölçütü haline gelir.
Özellikle duygularını bastıran ve her şeyin “mükemmel” olmasını isteyen bireylerde, yeme davranışları bir kontrol aracı olarak gelişebilir. Kontrol edilemeyen duygular karşısında yemekle veya kusmayla kontrol sağlama çabası ortaya çıkar.
Bulimia genellikle depresif ruh hali, panik atak, sosyal kaygı gibi durumlarla birlikte seyreder. Yeme davranışı, bu duyguları bastırmak veya hafifletmek için bir "baş etme mekanizması" haline gelir.
Medya, reklamlar, sosyal medya platformları ve moda endüstrisi, ince olmayı “başarı” ve “güzellik” kriteri haline getirmiştir. Özellikle ergen ve genç erişkin bireyler bu algılardan fazlasıyla etkilenir. Sosyal platformlarda sürekli olarak idealize edilmiş vücut görselleriyle karşılaşmak, bireylerin kendi bedenlerine yönelik olumsuz inançlar geliştirmesine neden olabilir.
Bulimia Nevrozaya Eşlik Eden Durumlar
İlerleyen dönemlerde, bu kişilerde alkol-madde bozuklukları ve depresif durumlar görülebilmektedir. Depresif duygu hali bu sürecin sonucu olarak ortaya çıkabileceği gibi, bu yeme bozukluğuna kaynak da teşkil ediyor olabilir. Bu kişilerle yapılan değerlendirmelerde büyük oranda kişilik bozukluklarına sahip oldukları (daha çok sınırda kişilik bozukluğu) gözlenmektedir. Depresyon, neden ve/veya sonuç olarak genellikle bu hastalığa eşlik eder. Bu kişilerde madde kullanımı özellikle yoğun alkol kullanımı da görülebilmektedir. Kadınlarda çoğunlukla âdet düzensizlikleri oluşmakta, bazı hastalarda tansiyon düşüklüğü ve kalp atım sayısında azalmaya rastlanmaktadır. Kusmalar nedeniyle hastanın su-tuz dengesi bozulabilir. Yemek borusunda hasar oluşabilir, tükürük bezlerinde büyüme ve diş çürümeleri görülebilir.
Bulimiya Nevrozanın Sıklık ve Yaygınlığı
Bütün toplumlarda yaklaşık %1 oranında görülmektedir. Genç kızlarda ve kadınlarda erkeklere oranla 10 kat daha sık görülür. Daha çok erişkinliğe geçiş döneminde başlamaktadır. Hastaların ailelerinde de bu rahatsızlığa, madde kötüye kullanımına veya depresif rahatsızlıklara daha yüksek oranda rastlanmaktadır.
Bulimia Nevroza Psikolojik Tedavi Süreci
Bulimia nevroza tedavi süreci, bireyin yeme davranışlarını, duygusal tepkilerini ve düşünce kalıplarını derinlemesine ele alan çok yönlü bir yaklaşımla yürütülür.
İlaç Tedavisi: Yeme davranışlarını düzenlemek ve iştahı kontrol altına almak amacıyla, aynı zamanda ruhsal bozuklukları dengelemek için ilaç tedavisine ihtiyaç duyulabilir.
Psikoterapi: Klinik gözlemler ve uzman deneyimleri, bulimia nevroza tanısı alan bireylerin çoğunun derininde başka psikolojik sorunlar da barındırdığını göstermektedir. Bu kişilerde sıklıkla çocukluk dönemine ait travmatik yaşantılara rastlanmaktadır. Psikoterapide temel hedef, bu yeme davranışını tetikleyen duygusal yüklerin ve geçmiş travmaların çözülmesidir. Bu içsel yükler hafifledikçe bireyin yaşadığı yoğun duygusal stres azalır; böylece aşırı yeme ve kontrol kaybı döngüsü sona erer. Özellikle çocuklukta yaşanan fiziksel ya da duygusal şiddet, ihmal ve cinsel istismar gibi travmatik olaylar, bu rahatsızlığı yaşayan bireylerde sıklıkla karşılaşılan temel etkenlerdendir.
Bilişsel Davranışçı Terapi bulimia tedavisinde en sık kullanılan ve bilimsel olarak en etkili bulunan terapi yöntemidir. Olumsuz düşünce kalıpları (“Yeterince zayıf değilim”, “Yemek kontrolsüzlüğüm yüzünden değersizim”) fark edilir ve yeniden yapılandırılır. Yeme ataklarını tetikleyen duygular belirlenir.
Beden algısı bozukluğu, bulimia nevrozada temel sorunlardan biridir. Bu nedenle:
- Ayna çalışmaları
- Meditasyon ve farkındalık teknikleri
- Bedenle barışma egzersizleri uygulanır.
Bulimia nevroza tedavisi zaman ve sabır gerektirir. Danışanlar genellikle “tekrar hastalanmaktan” korkarlar ama bu süreçte iniş-çıkışlar doğaldır. Psikolojik destek, kişinin kendine olan güvenini yeniden inşa eder ve yaşam kalitesini gözle görülür şekilde artırır.
PROF. DR. ADNAN ÇOBAN
PSİKİYATRİST-PSİKOTERAPİST
Aşırı Yeme Hastalığı hakkında bilgi almak isterseniz eğer ki; İlgili linke tıklayabilirsiniz.
Morbid Obezite
Halk arasında aşırı şişmanlık olarak da bilinen obezite, vücutta depol...
Anoreksia Nervosa
Anoreksiya nevroza, 19. yüzyılın sonlarında ruhsal bir bozukluk olarak...