adnan çoban,psikolog,psikiyatrist,online terapi,ergenlikte bağımlılık,travma,psikolojiktravma,travmatedavisi
Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tedavi Edilmemesi Durumunda Kalıcı Hale Gelir mi?

<p>Travma sonrası stres bozukluğu müdahale edilmediği takdirde kronikleşen ve insan hayatını çok büyük sıkıntıya sokan bir psikiyatrik bozukluktur. Bedensel bir takım yakalarda başlayıp bütün zihinsel alanlara kadar birçok alanımızı etkiler. Mesela dikkat performansımızı düşürür, beraberinde unutkanlığa sebep olur, uyku kalitesi ve iştah kalitesi bozulabilir, kişinin beden sağlığı bozulabilir bir takım metabolik rahatsızlıklar gelişebilir. Yine depresyon alkol ve madde bağımlılığı ilerleyen dönemlerde bir takım daha derin psikiyatrik rahatsızlıklar da kronikleşmiş olan travma sonra stres bozukluğunda kendini gösterebilir. Tedavi edilmemiş travma sonrası stres bozukluğu insanın bedeninde bir takım bozulmalar yaratabilir, mesela ağrılar, sızılar, fibromiyalji gibi bir takım rahatsızlıklar bu travma sonra stres bozukluğu tedavi edilmediğinde karşımıza çıkabiliyor ruhsal durumu bozabilir işte depresyon gibi madde bağımlılıkları gibi birçok psikiyatrik rahatsızlığa zemin hazırlar. Yine korkular, kaygılar, endişeler, kişinin kaçınmalarını sebep olabilir sosyal performansını düşürebilir mesela "İş Özel Yaşam" dengesini bozabilir ki travma sonrası stres bozukluğu olan insanlarda en sık gördüğümüz şey emosyonel uyuşma, halsizlik, bitkinlik, yorgunluk, tükenmişlik&nbsp;ve sorumluluk alamama davranışıdır.&nbsp;En çok kendisini gösterdiği belirti budur. O yüzden travma sonra stres bozukluğunun bir an önce tedavi edilmesi ve kronikleşmesine izin verilmemesi gerekiyor.</p>

corona-virus-salgini-irkilme-reaksiyonuna-sebep-oluyor
Corona Virüs Salgını İrkilme Reaksiyonuna Sebep Oluyor

<p>Koronavirüs salgınının büyük bir travma olduğundan ve bu büyük travmanın insanlarda akut stres reaksiyonu adını verdiğimiz psikiyatrik tabloya sebep olduğundan bahsetmiştik. Akut stres reaksiyonu olduğu dönemlerde insanlarda birçok şikayetler söz konusu oluyor. Ama bu şikayetlerin önemlilerinden bir tanesi de startle reaksiyonu. Yani irkilme reaksiyonudur. İrkilme reaksiyonu aslında kişinin kendisini korumak için yaptığı refleksif davranışlardır. Biz bunu nerede gördük? Depremlerde gördük. Deprem anında insanlar çok üst katlardan, binaların üst katlarından kendilerini dışarı attılar, aşağı atladılar ve depremden değil de buradan işte üst katlarını atladıkları için ölen işte ve sakat kalan birçok insan oldu. Bu işte bir startıl, birikilme reaksiyonudur. Peki biz koronavirüs salgınında bu irkilme reaksiyonunu nasıl gördük? Insanların marketlere hücum etmesi, rafları boşaltması, tuvalet kağıdı, dezenfektan, deterjan, sabun, eldiven, maske gibi temizlik malzemeleri stoklaması. Bir startle birikilme reaksiyonudur. Bu ikili reaksiyon refleksif olduğu için arka planda ölüm korkusu olduğu için tabii kişiyi can havliyle kendini garanti altına alma kendini güvenli bir noktaya getirmek davranış olarak karşımıza çıkıyor. Tabii böyle bir durumda insan daha da bencilleşiyor, bencilleşmesi insanının bencilleşmesi, toplumsal infialin daha da artmasına insanların kaygılarının yükselmesine, panik havasının daha da efendim etkili sebep olarak bizim krizle mücadelemize bir takım zararlar geliyor. O yüzden krizle mücadele edelim. Koronavirüs salgını gibi kaotik durumlarla mücadelede, travmalarla mücadelede tıbbi tedbirlerin yanı sıra mutlaka psikolojik tedbirlerin de alınması gerekiyor. Tıbbi tedbirlerin başarılı olması, önlemlerin başarılı olması, kişilerin önlemleri alabilme noktalarında belli bir seviyeyi yakalayabilmeleri onların psikolojik olarak rahat olmalarıyla çok ilişkilidir. Bu konuda psikolojik destek programlarına ihtiyacımız vardır.</p>

bagimlilikta-yeni-yontemler-tedavi-basarisini-artiriyor
Bağımlılıkta Yeni Yöntemler Tedavi Başarısını Artırıyor

<p>Bağımlılık, dünyanın en büyük ruh sağlığı sorunudur. Sadece erişkinleri değil, artık çocuk ve ergenleri de etkileyen bir boyuta gelmiştir. Dünyada her yüz kişiden birinin, daha beşinin alkol, eroin, kokain, esrar gibi maddelere bağımlı olduğu görülmekte ve her geçen yıl bağımlı insan sayısında artış yaşanmaktadır. Bu kadar önemli bir ruhsal soruna rağmen, bağımlılıkta uygulanan genel tedavi yaklaşımları arzu edilen başarı oranını yakalayamamıştır. Bugün her yüz bağımlıdan seksen beşi bir yıl içerisinde tekrar kullanmaya başlamaktadır. Yani mevcut tedavilerin başarı şansı yüzde on beş gibi çok küçük bir orandadır. Bu nedenle, genel tedavi yaklaşımlarını destekleyen yeni tedavilere ihtiyaç vardır. Son yıllarda bağımlılığa yönelik güçlü ilaçlar geliştirilmiştir. Önceden sadece depresyon, anksiyete ve dürtü kontrolüne destek olacak ilaçlar kullanılırken, artık direkt bağımlılığın belirtilerine müdahale eden ilaçlar geliştirilmiştir. Bu ilaçlar, yoksunluk ve aşerme reaksiyonlarını önleyerek bağımlıların tedavi uyumunu arttırmakta ve onları konusunda cesaretlendirmektedir. Galaxon, eroin bağımlılarında yoksunluğu ve aşermeyi azaltmaktadır. Çift formuyla, gerekse üç ayda bir yapılan depo iğne formuyla eroin bağımlarında büyük ümit vaat etmektedir. Yine önemli bir ilaç, Nanmeden, alkol, eroin ve esrar bağımlılığından üç ayda bir kullanılan demo iğne formuyla yüz güldüren sonuçlar ortaya koymaktadır. Bu anoksenin, özellikle kokain bağımlılığında aşerme ve yoksunluğu önleyerek tedaviye büyük katkı sunduğu belirtilmektedir. Bana yükseldiğim konsta formu üç ayda bir kişiye uygulanarak tedaviye uyuma destek vermektedir. Bu ilaçlar, yoksunluk, aşerme gibi direkt bağımlılık semptomlarına etki ettiği için tedavi başarısına büyük katkı sunmaktadırlar. Son yıllarda bağımlılık tedavisinde yıldızı parlayan bir yöntem de TMS tedavisidir. TMS tedavisinin aşerme ve aşırı istek konusunda önemli bir azaltıcı etkisinin olduğu bildirilmektedir. Beynin belli bölgelerinden belli frekanslarda manyetik uyarım verilerek yapılan TMS tedavisi, eroin, alkol, kokain ve kumar bağımlılığındaki aşerme reaksiyonlarında etkili bulunmuştur. TMS, sadece ajanma özelinde değil, bağımlı bireylerde bulunan depresyon, obsesif-kompulsif bozukluk yani takıntı hastalığı ve kompozitif madde kullanımının önlenmesinde de etkili görülmüştür. Bu nedenle bağımlı bireylerde, el ele tedaviye direnç söz konusuysa, bağımlılık semptomları çok şiddetliyse, ilaç tedavisinin yanı sıra TMS tedavisi önerilmektedir. Son yıllarda geliştirilen bağımlılığın tedavisine yönelik ilaçlar ve TMS tedavisi, bağımlılığın biyolojik tedavisinde son derece umut vaat etmektedir. Bu nedenle bağımlı bireylerin bu tedavilerden haberdar olmaları ve bu konuda uzman psikiyatrlarla iletişime geçmeleri son derece önemlidir. Biz çok iyi biliyoruz ki travmalar, bağımlılığın en önemli sebeplerindendir. Hem kişiyi bağımlılığa götürürler hem de bağımlılık tablosunu şiddetlendirirler. Yerden terapisi, geçmiş travmalara müdahale ederek kişinin ruhsal olarak güçlenmesini sağlamakta ve bağımlılığın şiddetini azaltmaktadır. Bağımlılıkta yaşanan aşerme, yoksunluk, intoksikasyonlar, tıbbi sorunlar, yeniden başlamalar ve adli durumlar birer travma etkisi yaratarak kişinin maddeyi bırakma arzusunu engelleyebilmektedirler. Bağımlılık odaklı EMDR protokolleri, bunlara müdahale ederek kişinin bırakma isteğini ve inancını artırmaktadırlar. Sonuç olarak PNDR terapisti, hem bağımlılığa sebep olan travmaları hem de bağımlılığın sebep olduğu travmaları işlemleyerek tedavi başarısını büyük oranda arttırmaktadır. Bağımlılık tedavisi bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Geliştirilmiş özel ilaçlar, TMS tedavisi ve EMDR terapisi gibi yöntemlerle kişiyi bağımlılıktan kurtarıp özgür ve mutlu bir birey olarak hayata bağlamak mümkündür. Hadi zincirleri kıralım ve özgürlüğe yelken açalım.</p>

Uyku nedir, sağlıklı uyku ve uyku bozuklukları nasıl tanımlanır ile ilgili Doç. Dr. Adnan Çoban'ın bilgilendirici video içeriğine sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Uyku nedir?

<p>Uyku hayatımızın en önemli devresi. Beynimizin belki de ihmalinin yapıldığı işte tamirin tamirinin yapıldığı dönemdir. Eğer etkili geçmezse uyku günümüzü etkin bir şekilde alamazsak işte bildiğimiz birçok ruhsal ve bedensel hastalıklara girim çıkartmış oluyoruz. Peki uyku sorunları kendini nasıl gösterir? Genellikle uykunun ya başında ya ortasında ya da sonunda mesela başında sorun olursa uykuya dalma güçlüğü. Uykuya dalamama, dalarken aniden uyanma şeklinde kendini gösterir. Veya sık sık uyandı. Eğer beyin eh ortasındaysa sık sık uyanmalar. Mesela iki saatte bir, bir saatte bir uyanıp kişiyi tekrar uyumakta güçlükler çekilir. Veya efendim rüya pazında bir takım sıkıntılar söz konusu olduğunda, ne neler olur? İşte kötü rüyalar, kabuslar görmek veya aşırı rüya görüyor. Kendini gösterilir. Son dönemdeki bir uyku bozukluğu uyanma döneminde veya derin uyku döneminde bir sorun varsa ne olur? Mesela gecenin uyanır kişi. Bir daha uykuya dalamaz. Tekrar uyumak ister ama uyuyamaz bir türlü. İşte bu tarz uykusuzluklar genellikle beynin kimyasını bozan durumlar söz konusu olduğunda ortaya çıkar. Çünkü serotonin maddesi, melatonin maddesi gibi bir maddeler beynin uyumasından sorumlu maddeler. Hangi durumlarda olur bu? Mesela depresyon. Bu depresyonda hem uykuya dalma güçlüğü, hem sık sık uyanma ve hem de erken uyarıp uyarak uyuyamama gibi sıkıntılar çok sık görülür ki B depresyonun belki de en önemli belirtisidir. Eh uyku sorunu. Depresyonun tedavisiyle birlikte uyku sorunu da ortadan kalkmaktadır. Veya efendim eh kaygı bozuklukları işte panik bozukluğu veya efendim işte korkular, karanlık korkusu veya kişinin bazı insanlarda şu vardır. Mesela ölüm korkusu vardır. Uyuduğu zaman işte öleceğini düşünür. Bu kişiler de uykuyu düzenleyici bir ilaç tedavisi, psikoterapiyle uyku sorunu ortadan kalkmaktadır. Mesela alkol, alkol kullanımı hem uyku sorununa sebep olur. Hem de beraberinde işte uyku sorunu sonrasında depresyona sebep olur. İnsan beyni gece uyurken yüzde seksen kapasiteyle çalışır. Gündüz ise yüzde yirmi kapasiteye düşer. Yani gece beynimiz çalışır. Gündüz de bedenimiz çalışır. Eğer alkol alırsak ne yapmış oluyoruz? Beynimizi uyuşturmuş oluyoruz. Uyuşan bir beyin gece çalışamadığı için uyku esnasında ertesi güne eksikle kalkmaktadır. O yüzden alkal sürekli alkol alır. Mesela her gün iki üç duble rakı veya işte üç dört tane bira viski içen insanlar da sürekli bir şekilde alıyoruz. Her gün alıyorsa bir zaman sonra alkolsüz uyuyamamak durumu söz konusu olur. Kişi alkol izine de sürükleyen bir durumdur. O yüzden uykusuzluk önemli bir sorundur. Tedavi edilmediği takdirde kişinin hem ruhsal hem de bedensel sağlanan bozar. Bir an önce bir uzmana başvurup bu konuda yardım alınmasında fayda vardır.</p>

Şizofreni hastaları hayata nasıl kazandırılır ile ilgili video içeriğine web sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Şizofreni Hastaları Hayata Yeniden Nasıl Kazandırılır?

<p>Şizofreni hastalarının hastane sonrasında hayata adaptasyonları yeniden adaptasyonları son derece önemli hedavinin büyük bir kısmını zaten bu oluştur. Ilaç tedavisi zaten belli klasik bir şekilde Takip ediliyor mutlaka ilacını kullanması sağlanıyor aile İşte bu konuda kişinin hastalıklar mücadele gücünü artırıyor iş Hastalığın ne olduğunu bilmek sesleri duyabilir Ama bu seslerin hastalıktan olduğunu bilirse ve bunu bil iş anlatabilecek bu kişi o sesleri seslere göre hareket etme bir öğrenebilir. ve yaşlı bir takım Bezirhane düşünceleri olabilir çevreden şifrelenebilir bu şüpheyi biz hastalıktan olduğu noktasında başarırsan işareti belirtiler yaşasan bile hastada yönetebilme ye başlar bunun yanında kişinin sosyal becerilerin geliştirilmesi son derece önemlidir her benim birçok hastam böyle iyi bir adaptasyon sürecinden sonra evlendiler çocuk sahibi oldular efendim bir işe girdiler Hatta bir hastam var şu anda bir güvenlik elemanı olarak bir şirkette çalışıyor Çok ciddi bir şekilde çalışabiliyor Ben sonuçta şizofreni hastaları üniversite Hayatlarına devam edebilirler okuyabilirler kvlenebilirler doğum yapabilirler efendim çalışabilirler TOKİ işlerde çalışabilirler önemli olan şu bu sosyal işlevleri gösterme Aşamasından önceki aşamaları sağlıklı bir şekilde geçerler yani hastane aşamasının ilaç tedavisinin gaile tedavisinin ailenin efendim Eğitim meşinin kişinin mücadele hastalıkla mücadele gücünü geliştirilmesini çok önemi var biz bunları yaptıktan sonra sosyal alana çok rahat bir şekilde işi sevk edebiliriz Kişide hakikaten hastalara hastalığa rağmen hayatını güzel bir şekilde yaşamaya devam et</p>

Güne güzel başlamak için öneriler.
İş, sorumluluklar, trafik gibi etkenler insanı yine stresli bir güne uyandır düşüncesine sevk edebiliyor.
Sabahları zinde ve motive uyanamamanın en önemli sebebi sadece yoğunluk değil tabii ki, tek düzelik.
O yüzden sabahları uyandıktan sonra ritüel repertuarınızda yenilikler eklemeniz sizi bu monotonluktan kurtaracaktır.
Mümkün olduğunca erken kalkın, çünkü sabah uykusunu uzatmak size faydadan çok sıkıntı getirecektir. Günlük 6-7 saatlik uyku sizin için yeterlidir.
Sabah yatakta sağa sola dönerek harcayacağınız zamanı hoşlanacağınız bir etkinlikle doldurmak sizi çok daha mutlu edecektir.
Örneğin erken kalkıp temel ihtiyaçlarınızı giderdikten sonra yola koyulun, o trafik stresini atlattıktan sonra iş yerindeki bir kantinde ya da yakın bir kafede bir arkadaşınıza kahvaltı, çay, kahve keyfi yapabilirsiniz.
Ya da bir bardak su içip bir sabah yürüyüşü yapabilirsiniz.
Bu zindeliğinizi artıracak, enerjinizi yükseltecektir.
Unutmayın, insanı yoran hareket değil, hareketsizliktir.
Ya da sabahın sakinliğini bir müzik ve sabah kahvesi eşliğinde bir şeyler okuyarak, bir şeyler izleyerek, dinleyerek geçirebilirsiniz.
Bu keyif kısa da olsa size sabahları çok daha rahat, huzurlu ve mutlu bir şekilde uyanmanıza vesile olacaktır.
Güne güzel başlamak istiyorsanız, güne mutlulukla başlamak istiyorsanız yaşam repertuarınızı genişletmeniz gerekiyor.