Yeme davranışı, beyinde hipotalamus denen bir bölge tarafından düzenlenir. Beynin bu bölgesiyle yönetici bölge olan ön bölge arasındaki bir irtibat sorunu aşırı yeme davranışına sebep olabilir. Yani yemeyi kontrol edememe bir yönetim sorunudur. Kişi iştahla ilgili süreçleri yönetemiyor demektir.

Beyin öyle bir organdır ki kimyası bozulduğunda bizi kontrolü altına alır ve hayatımızı olumsuz şekilde yönlendirir.

Normal bir insan ihtiyacı kadarını yediğinde doymaya programlanmıştır. Ancak hormonal bozukluklar, depresyon gibi ruhsal sorunlar, çocuklukta oluşan yanlış beslenme tarzları bu programı bozar. Şeker, kolesterol, protein ve yağ dengelerinde sorunlar oluşur. Sonuçta şişmanlık ortaya çıkar.

Aslında bu metabolizmadaki ve bedendeki değişiklikler beyindeki bozulmaların bir sonucudur. Bu tespit önemli, çünkü dünyada uygulanan şişmanlık programları daha çok sonuca yöneliktir. Böyle olduğu için de çoğunlukla başarısız olurlar.

Sorunun Çözümü Psikiyatridedir

Yapılan araştırmalar akupunktur, diyet, ilaçla zayıflama, egzersiz gibi yöntemlerin geçici bir fayda sağladığına işaret ediyor. Daha da kötü olanı bu tür programlar eğer etken ortadan kaldırılamazsa önceki kilonun çok daha üstüne çıkılıyor. “Diyete başladığımda 100 kiloydum, bıraktıktan sonra 120 oldum” şeklinde yakınmaları sıkça duyarsınız.

Bu yüzden şişmanlıkta etkeni çözen yaklaşımlar daha çok psikiyatrik olmaktadır. Çünkü burada bir davranış bozukluğu söz konusudur. Yeme davranışı bozulmuştur. O yüzden bir psikiyatrik programa da ihtiyaç vardır.

İdeal Programda Neler Yapılmalıdır?

  • Öncelikle şeker, kolesterol gibi metabolik değerler kontrol edilmelidir. Kişide kalp, karaciğer, böbrek, hipertansiyon sorunu olup olmadığı araştırılmalıdır. Sorun tespit edilirse tedaviye yönelik girişimlerde bulunulmalıdır.
  • Klasik diyet yaklaşımı mutlaka devrede olmalı. Bir uzman diyetisyen günlük diyeti düzenlemelidir.
  • Yeme davranışını bozan depresyon, uykusuzluk, kaygı bozukluğu, yeme bozukluğu gibi bir ruhsal durumun olup olmadığını tespit etmek için psikiyatrik değerlendirme yapılmalıdır. Eğer bir bozukluk varsa tedaviye başlanmalıdır.
  • Yeme davranışını bozan bilinçdışı süreçler nelerdir tespit edilmelidir. Bilindiği gibi yeme dürtüsü insandaki temel dürtülerdendir. Kişinin dürtüleriyle ilişkisini bozan bilinçdışı çatışmalar çözümlenirse sorunu gidermede büyük mesafe kat edilir. Bunun için etkin psikoterapi yöntemleri devreye sokulmalıdır. Bilinçdışı çatışmaları çözümlenemeyen kişilerin yeme davranışını değiştirmeleri mümkün değildir.

Nihai hedef kişinin bozulmuş olan fizyolojik programını tekrar doğal haline getirmektir.

DOÇ. DR. ADNAN ÇOBAN

PSİKİYATRİST-PSİKOTERAPİST