Obsesif kompulsif bozukluk takıntı hastalğı belirtileri nelerdir ile ilgili Doç. Dr. Adnan Çoban'ın bilgilendirici videosunu web sayfamızdan inceleyebilirsiniz.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı) Hastalığının Sebepleri Nelerdir?

<p>Takıntı hastalığının tedavisi klasik, psikiyatrik, prensiplere göre yapılır. Ne demiştik? Takıntı hastalığının en önemli biyolojik sebebi serotonin maddesinin düşmesidir. O yüzden serotonin maddesi düştüğünü varsayarak ne yapıyoruz? Anti opsesyonel ilaçlar kullanıyoruz. Serotonin düşüklüğü eee obsesif kompülsif bozuklukta, depresyondan çok daha fazla olduğu için bu tedavide biraz daha yüksek dozda antidepresan tedavi alması gerekiyor. Bundan dolayı korkmaya gerek yok. Çünkü bu ilaçlar, antidepresanlar güvenilir ilaçlardır. Yüksek dozlarda bile artık böyle gördüğümüz çok önemli yan etkiler söz konusu olmamaktadır. Diğer önemli tedavi yaklaşımı ise bilişsel davranışçı terapiler ve travma terapileridir. EMDR terapisi. Bilişsel davranışçı terapiler bu obsesyonların sebep olduğu olumsuz veya obsesyonlara sebep olan olumsuz düşünceli Inançları müdahale edip, bunların yerine olumlu düşünceleri koyma, prensiplerinden hareketle işlev görür. Napar? Mesela kişide özellikle mikropla karşılaştığı zaman mesela bir tehdit ve sanki tehlikedeymiş eh algısı söz konusu olur. Kişinin bunun farkına varması ve bunun yerine olumlu. Yani ben güvenilir bi ortamdayım, güvendeyim. Kendime güvenebilirim. Kendimden eminim gibi bi takım düşünceleri yerleştirmesi sağlanır. Davranışçı yöntemlerle terapist dediğimiz yani belli bir aşama kaydettikten sonra kişinin mesela elini defalarca yıkıyorsa diyelim yirmi defa yıkıyorsa bunu efendim normal saydı diyelim iki üç sayısına düşürmesi için birtakım üzerine gitme çalışmaları yapıyor. Obsesif kompulsif bozuklukta önemli bir ayrıntı tedavide özellikle önemli. Bir ani de şudur. Birçok hastanın ilaç tedavi veya bilişsel davranışlı terapilere cevap vermediğini görebiliyoruz. Bu tür durumlarda mutlaka bu hastaların geçmişten getirdikleri bir travma olup olmadığını araştırmak lazım. Özellikle tedaviye cevap vermeyen obsesif kompulsif bozukluk vakalarında geçmiş dönemde yaşanmış olan ve kirlenme suçluluk, yetersizlik, güvende hissetmeme, kendini efendim işte emniyette hissetmeme, tehdit altında, tehlike altında hissetme düşünce sıklıkla görebiliyoruz. O zaman böyle bir durumda ne yapıyoruz? Eğer bir travma söz konusuysa travmayı nötralize etmek için travmayı etkisini yok edebilmek için terapisi adını verdiğimiz bir terapi devreye sokuyoruz. Son yıllarda keşfedilmiş ve son derece etkili kısa süreli sonuç veren bir yöntem olarak terapisi, EMDR terapisi karşımıza çıkmaktadır.</p>

depresyonun-zihinsel-belirtileri-nelerdir
Depresyonun Zihinsel Belirtileri Nelerdir?

<p style="margin-top:13px; text-align:left"><span style="line-height:100%">Depresyonun zihinsel belirtileri bizim için son derece önemli belirtilerdir. Çünkü bu belirtilere müdahale edilmediği takdirde kişide kalıcı bir takım zihinsel sorunlar baş gösterebilmektedir. Bunların başında dikkat ve konsantrasyon sorunları gelmektedir. Kişi dikkat ve konsantrasyon sağlamada güçlük yaşar ve buna bu sebepten hafıza hücrelerininde fonksiyon bozukluğu, fonksiyon işlev bozukluğu eşlik ettiğinde bir unutkanlık Tablosu da eklenebilir. Yani dikkat sorunları ve beraberindeki unutkanlık, hafıza sorunları depresyonun en önemli zihinsel belirtileridir. Bu belirtiler kendisini farklı şekillerde gösterebilir. Mesela kişi eşyalarını sağda solda unutmaya başlayabilir. Efendim bir takım dalgınlıklar baş gösterebilir. Ev hanımları efendim ocakta sık sık yemek yakmaya işte Yemekleri unutmaya başlayabilir. Veya dolabı açar. Ya ben ne alacaktım buradan? Odaya girer, buraya niçin gelmiştim tarzında sorular bu tarz yaşantılar. Kendini sıkça göstermektedir. Aynı zamanda çalışan insanlarda da mesela öğrencilerde özellikle çalıştıkları şeyleri unutma durumunu sıklıkla görebilmekteyiz. Veya muhasebeci diyelim. Bir yerde hesap kitap işiyle ilgileniyor. Sık sık hata yapmaya başladığını görebiliriz. Sonuçta İlerleyen yaşlarda depresyon belirtileri, zihinsel belirtiler o kadar ileri bir safhaya gelebilir ki bazen biz bu tabloları, bunama, demans tablolarıyla bile eh karıştırabiliriz ki biz buna demans diyoruz. Yani depresyonda, ileri derecede unutkanlığın olduğu tablolara yani yalancı bunama adını veriyoruz. O yüzden depresyonun zihinsel belirtilerinin tanınması ve buna yönelik bi takım eh tetkiklerin yapı testlerin yapılması ve bununla beraber destek tedavisinde bulunması son derece önemlidir.</span></p>

kumar-bagimliligi
Kumar Bağımlılığı

<p>Kumar, aileleri birbirinden ayıran, sevenleri birbirinden ayıran, ocakları söndüren çok tehlikeli bir illet.<br /> Çoğu zaman kişinin itibarını kaybetmesine, toplumsal destek sistemlerinin zayıflamasına ve eşiyle, ailesiyle, çocuklarıyla ayrılmasına sebep olmakta maddi iflasın yanında bir toplumsal iflası da beraberine getirmektedir.<br /> Peki kumar bir ahlaki sorun mudur yoksa bir tıbbi sorun mudur?<br /> Kumar kesinlikle bir tıbbi sorundur.<br /> İnsan beyninin özellikle gözünün arka bölümüne denk düşen yerinde bir bozulmayla karakterize bir dürtü kontrol sorunudur.<br /> Peki kumara sebep olan etkenler neler oluyor?<br /> Çoğu zaman diğer bağımlılıklarda gördüğümüz ruhsal boşluk veya duygusal boşluk, bir takım eksiklik düşünceleri ve bunlara sebep olan travmalar oluyor.<br /> Yani kişi bir takım travmalar yaşıyor ve bir takım duyguların eksikliğini hissetmeye başlıyor.<br /> Yetersizlik duyguları olabilir, değersizlik duyguları, güçsüzlük, eksiklik, eziklik, acizlik, çaresizlik gibi bir takım düşüncelere sahip oluyor ve bu düşüncelerin uzantısı olarak da bunu kumar oynayarak, kumar yoluyla para kazanarak karşılama eğilimine giriyor kişi.<br /> Fakat öyle bir illet ki bu kumar, kişi oynadıkça kaybediyor, kaybettikçe daha çok oynamaya ihtiyacı hissediliyor ve bu her oynadığında kaybettiği değerler gitgide artmaya başlıyor.<br /> Bir dipsiz kuyu gibi.</p>

uyusturucu-bagimliligi
Uyuşturucu Bağımlılığı

<p><span style="line-height:100%">Uyuşturucu bağımlılığı, eroin, kokain, esrar, ekstazi gibi maddelere bağımlılıkla karakterize bir rahatsızlıktır. Eroin damardan alınan ve son derece zararlı, son derece öldürücü bir maddedir. Ki bu maddeyi kullanan insanlar zaten en bu bağımlılığın en uç uç noktasındadırlar. Çoğu zaman baştan zevk verir. Ama daha sonra bu zevk git gide azalmaya başlar. Tolerans dediğimiz yani kişi aldıkça daha da dozu arttırma ihtiyacı içerisinde. Hisseder kendisini. Ve sonuçta hem zevk alamaz hem de çok yüksek dozlarda madde kullanma tehlikesi karşı karşıya kalır ki işte altın vuruş dediğimiz durum bu eroinle karakterize bir durumdur ki bu kişi bu yüksek doz eroinden çoğu zaman ölür. Yine kokain kokain maddesi de aşırı uyarıcı bir maddedir. İşte taş şeklinde ve burundan çekerek farklı şekillerde alınabilmektedir. Kokain de hatta işte özellikle zengin kesimin işte parası işte hali, vakti yerinde olan çevrelerin kullandığı madde olarak bilinir. Ve çoğu zaman sanki zarar yokmuş gibi birtakım yanılsamalar söz konusudur. Kokain maddesi kullanan insanlarda ilerleyen süreçte paranoya paranoya bozukluklar, aşırı şüphecilik, aşırı agresif davranışlar ve hatta beyin damar çatlamaya bağlı olarak beyin kanamaları söz konusu olur. Olabilir ki zaten bazen maalesef işte artistlerden veya efendim sanatçılardan kokain sebebiyle beyin kanamasından ölen insanları maalesef bu toplumda görmüş oldum. Yine gibi dediğimiz yani aşırı uyarıcı maddeler de gençler arasında sıklıkla kullanılmakta. Hatta gençler bunu ya işte hocam akşam eğlenmeye gittiğim zaman ekstazi'yi atıyorum ve işte bir anda kendimi dünyanın en güçlü, en iyi dans eden genci gibi hissediyorum. Diyen gençlerle çok karşılaşıyoruz. Böyle bir sahte bir işte enerji ortaya koyan bir maddedir ki son gene basına yansıyan haberlerden gördük. Çok genç yaşta bunu kullanıp kalp krizinden ölen insanlar söz konusu olabilir. Yine ODTÜ günahı yoktur şeklinde efendim yanlış bir inanışla çok yaygın bir şekilde kullanılan yani dünyanın belki de en önemli halk sağlığı sorunlarından biri olan esrar bağımlılığı da çok sık karşılaştığımız bir bağımlılık tipidir. Esrarın böyle günahı yoktur şeklinde algılanması onu daha da tehlikeli hale getiriyor. Ben size sadece bir araştırmadan bahsedeyim. Dünyada yapılan geniş kapsamlı bir Araştırmada esrar kullananlarda şizofreni riskinin yedi kat arttığı tespit etmiş, ortaya koyulmuştur. Yani esrar kullanan bir insan yüzde yedi gibi yani yedi kat normal bir insandan yedi kat daha fazla akıl hastası olma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Sonuç olarak bütün bu kimyasallar sahte bir mutluluk, sahte bir efendim güven duygusunu insanlara empoze etmekte ve zaman içerisinde kişiler bu duyguları da Yaşayamaz, yaşayamaz ve çok yüksek dozda madde kullanarak hayati tehlikelerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Tedavisinde ise maddeden arındırma efendim kişinin ruhsal boşluğunu efendim giderecek birtakım travma terapilerini devreye sokma ve aile bağlarını, sosyal bağlalarını, kişinin güçlendirme prensibi son derece önem arz etmektedir.</span></p>

Salgınların yarattığı psikolojilerin en başında ölüm korkusu gelir. Viral salgınlar tıpkı deprem sel, tsunami, yangın türü, doğal afetler gibi direkt insan hayatına kastettikleri için bir büyük ruhsal travma etkisi yaratırlar. Hatta bazı açılardan doğal afetlerin bile önüne geçerler. Doğal afetlerin birçoğu çok kısa sürede gerçekleştirir ve biter. Örneğin birçok insanımızı kaybettiğimiz Marmara depremi kırk beş saniye sürmüş. Türkiye bu bile bir deprem için uzun bir süre olarak kabul edilmiştir. Halbuki koronavirüs salgını aylardır devam etmektedir. Ve bu yüzden örseleyici etkileri çok daha şiddetli ve derin olmaktadır. Bizim koronavirüs salgınının travmatik etkilerinden korunmamız için mutlaka psikolojik desteğe ihtiyacımız söz konusudur. Bu konuda planlamaların organizasyonlarının yapılması son derece önemlidir.