corona-virus-salgininda-korkmaktan-degil-korunmamaktan-korkalim
Corona Virüs Salgınında Korkmaktan Değil Korunmamaktan Korkalım

<p>Bir insan bir çatışma durumunda veya bir kaotik durumda veya işte yaşamış olduğumuz korona virüs salgını gibi bir travmatik olayla karşılaştığında kendini korumak adına ve karşılaştığı sorunu çözmek, onunla başa çıkmak adına birtakım mekanizmalar ortaya koyar. Biz bunlara savunma mekanizmaları diyoruz.<br /> <br /> Savunma mekanizmaları aslında kişiyi korumaya yöneliktir. Ancak bazı savunma mekanizmaları paradoksal bir şekilde kişiyi koruyalım derken aslında çözümden uzaklaşmaya götürür, sorunun ve krizin daha da büyümesine sebep olur. Örneğin bu korona virüs salgını esnasında inkar mekanizmasını çok sık bir şekilde gördük. Yani görmezden gelmek, yokmuş gibi davranmak,&nbsp;yadsımak, deore etmek, değersizleştirmek önemli bir şey yok, korkacak bir şey yok,&nbsp;bu kadar da büyütmeyin, tarzı yaklaşımları veya kadercilik bize bir şey olmaz, zaten öleceğiz,&nbsp;allah bizi korur, ölüme bir çare yok zaten. Şeklinde düşünceler&nbsp;ve davranışlar karşımıza sıklıkla çıkıyor. Bunlar bizim ilkel davranış&nbsp;modellerinden veya ilkel başa çıkma modellerinden bazıları. Bu tür durumlarda insanlar yaşamış oldukları çaresizliğe ve ümitsizliğe, tevekkül maskesini giydirerek bunu görmezden gelerek olayı küçümseyerek kaderci bir şekilde yaklaşarak sözde kendilerini korumaya çalışıyorlar. Ama bu koruma mekanizması, bu savunma mekanizması kişileri tedbir almaktan önlem almaktan uzaklaştırıyor. O zaman da krizin şiddeti daha da artıyor. Ve bu kişi hem kendisi için tehlikeli bir durum yaratıyor hem de başkaları için tehlikeli bir insan haline geliyor. Yapmamız gereken mutlaka korkacağız ve kaygılanacağız.</p>

corona-virus-salgini-akut-stres-reaksiyonuna-sebep-oluyor
Corona Virüs Salgını Akut Stres Reaksiyonuna Sebep Oluyor

<p>Bu coronavirüs algının yarattığı en önemli psikolojik tablo akut stres reaksiyondur akut Sitesi aksiyonu Bir canlının kendisinin ya da yakınının ölümcül bir olaya maruz kalması yada maruz kalanlara Tanık olmasında yaşamış olduğu Çaresizlik güvensizlik yoğun korku ve endişe halidir insan Normal şartlar altında zihnindeki ölüm korkusunu bastırabilir kontrol edebilir ölümden korkarız ama sürekli bunu gündeme getirmeliyiz bir şekilde bunu kontrol etmeye başlarız ancak Hatip durumlarda bu ölüm korkusu daha da şiddetlenir ve kontrol kontrol edilemez hale getir o zaman ölüm korkusunu uzantısı olarak birtakım şikayetler ortaya çıkar Bu şikayetler ortaya çıktı alıyordu okul stresi direksiyonu adını veriyoruz nedir bu Sheikh Ben de uykusuzum cpu kabuslar görmeye sürekli bir üste ilgili salgınla ilgili görüntülerin ve felaket senaryolarının hatırlanması atla gelmesi hastalığın kendisine ya da yakınlarına buluşacağı ve yakınlarını kaybedecek korkusu endişesi kolayca irkilme çabuk sinirlenme gelecek korkusunda aşırı Karamsarlık ümitsizlik yalnızlaşma yabancılaşma ve aşırı kaçınma davranışları Bu tepki genelde bu akut stres Reaksiyon dediğimiz durum genelde üç ila 30 lira arasında yaşanır ve zaman içerisinde Eğer beyin bu travmayı bir şekilde hazm ederse işlemleri Ya tabi tutarsa Vakıa Suresi aksiyonu gelişir kişi normale döner ama baert romanın şiddeti çok de uzun sürüyorsa ve sosyal destek konularında yeterince kişi güçlendirilmiş yorsa desteklemiyorsa o zaman bu akut stresi aksiyonların bir kısmı travma sonrası stres bozukluğu adını verdiğimiz Bir genetik bozukluğa dönüşür Ramo sonrası stres bozukluğu ya işin yaşam kalitesi son derece düşüren ve depresyon madde bağımlılığı gibi bir çok sert rahatsızlıklara da zemin hazırlayan önemli bir siyatik Davut O yüzden akut stres reaksiyonu yaşayan işçilere bu dönemde tramvayla karşılaştıkları ve hala maruz kaldıkları dönemde teknolojik destek verilmesi gram odaklı davranışçı Bilişsel davranışçı terapiler bu terapisi gibi yine travmaları işlemeye yönelik desteklerin verilmesi son derece önemlidir.</p>

adnan çoban,psikolog,psikiyatrist,online terapi,psikolojikdestek
Güne İyi Başlamak İçin Öneriler

<p>Güne güzel başlamak için öneriler.<br /> İş, sorumluluklar, trafik gibi etkenler insanı yine stresli bir güne uyandır düşüncesine sevk edebiliyor.<br /> Sabahları zinde ve motive uyanamamanın en önemli sebebi sadece yoğunluk değil tabii ki, tek düzelik.<br /> O yüzden sabahları uyandıktan sonra ritüel repertuarınızda yenilikler eklemeniz sizi bu monotonluktan kurtaracaktır.<br /> Mümkün olduğunca erken kalkın, çünkü sabah uykusunu uzatmak size faydadan çok sıkıntı getirecektir. Günlük 6-7 saatlik uyku sizin için yeterlidir.<br /> Sabah yatakta sağa sola dönerek harcayacağınız zamanı hoşlanacağınız bir etkinlikle doldurmak sizi çok daha mutlu edecektir.<br /> Örneğin erken kalkıp temel ihtiyaçlarınızı giderdikten sonra yola koyulun, o trafik stresini atlattıktan sonra iş yerindeki bir kantinde ya da yakın bir kafede bir arkadaşınıza kahvaltı, çay, kahve keyfi yapabilirsiniz.<br /> Ya da bir bardak su içip bir sabah yürüyüşü yapabilirsiniz.<br /> Bu zindeliğinizi artıracak, enerjinizi yükseltecektir.<br /> Unutmayın, insanı yoran hareket değil, hareketsizliktir.<br /> Ya da sabahın sakinliğini bir müzik ve sabah kahvesi eşliğinde bir şeyler okuyarak, bir şeyler izleyerek, dinleyerek geçirebilirsiniz.<br /> Bu keyif kısa da olsa size sabahları çok daha rahat, huzurlu ve mutlu bir şekilde uyanmanıza vesile olacaktır.<br /> Güne güzel başlamak istiyorsanız, güne mutlulukla başlamak istiyorsanız yaşam repertuarınızı genişletmeniz gerekiyor.</p>

Salgınların yarattığı psikolojilerin en başında ölüm korkusu gelir. Viral salgınlar tıpkı deprem sel, tsunami, yangın türü, doğal afetler gibi direkt insan hayatına kastettikleri için bir büyük ruhsal travma etkisi yaratırlar. Hatta bazı açılardan doğal afetlerin bile önüne geçerler. Doğal afetlerin birçoğu çok kısa sürede gerçekleştirir ve biter. Örneğin birçok insanımızı kaybettiğimiz Marmara depremi kırk beş saniye sürmüş. Türkiye bu bile bir deprem için uzun bir süre olarak kabul edilmiştir. Halbuki koronavirüs salgını aylardır devam etmektedir. Ve bu yüzden örseleyici etkileri çok daha şiddetli ve derin olmaktadır. Bizim koronavirüs salgınının travmatik etkilerinden korunmamız için mutlaka psikolojik desteğe ihtiyacımız söz konusudur. Bu konuda planlamaların organizasyonlarının yapılması son derece önemlidir.