Depresyon Nedir?

Depresyon ruhsal çökkünlük manasına gelen bir kelimedir. Mutlu olma ve hayattan zevk alma yetisinin geçici olarak kaybettiği, duygu dünyasını, düşünceyi, zihni ve hatta bedeni rahatsızlandıran bir psikiyatrik bozukluktur. Depresyonda kişi daha önceden çok mutlu olduğu, zevk aldığı etkinlikleri artık yapmak istemez, yapsa da eskisi kadar zevk alamaz. Zamanla hayat anlamını yitirmeye başlar ve kişi gitgide içe kapanan, mutsuz, keyifsiz bir ruh haline bürünür. Beraberinde bir takım ruhsal, sosyal, zihinsel ve bedensel belirtiler de eklenir.

Gittikçe ağırlaşan bir tablo oluşur. Her kederlenme depresyon değildir. Günlük iniş çıkışları depresyon olarak değerlendirmeyiz. Mutsuz duygu durumun gün boyu sürmesi ve en az 2-3 hafta devam etmesi halinde depresyondan bahsederiz. Dünyada her yüz kişiden yaklaşık 4 ila 5’i depresyon yaşamaktadır. Bu depresyonun Halk sağlığını en çok tehdit eden sorunlardan biri olduğunu gösteriyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre depresyon en çok yeti yitimine yol açan 2. hastalıktır (WHO, 2009)

Depresyon Testi Nasıl Yapılır?

Depresyon testi mevcut ruh durumunu puantaj sistemi üzerinden ölçen bir testtir. Depresyon testinin amacı kişinin duygu durumunu, düşüncelerini, yaşadığı olaylara bakış açısının ne kadar depresif olup olmadığını ölçmektir: Kişi depresyonda mıdır ve seviye hafif, orta ya da ağır mıdır?  Depresyon testi tek başına teşhis koymaya yeterli değildir ancak bize bir ön bilgi verir. Eğer bu test bir depresyon olduğuna işaret ediyorsa mutlaka bir psikiyatri uzmanıyla görüşüp detaylı bir değerlendirmeden geçmek gerekir. Yapılan depresyon testi, psikiyatrik değerlendirme, gerekirse bazı tetkik ve tahliller ile depresyon tanısı konur ve tedaviye başlanır.

Online depresyon testi için tıklayınız.

online-depresyon

 

Depresyon Çeşitleri Nelerdir?

Depresyon şiddet derecesine göre belirtilerinde farklılık gösteren bir ruhsal bozukluktur. Birçok şekilde karşımıza çıkabilir. Ancak hangi çeşit olursa olsun mutlaka psikiyatrik olarak değerlendirilmeli ve gereken tedavi yapılmalıdır.

Klinik Depresyon (Majör Depresyon) Nedir?

Depresyon dediğimizde öncelikle kast ettiğimiz Majör Depresif Bozukluktur. Majör Depresif Bozukluk artık depresyonun klinik olarak gözlenebilir hale geldiği durumdur. Depresyon çeşitleri içeresinde en şiddetli olanı Major Depresyondur. Depresyona ait bütün olumsuz duygular, düşünceler ve davranışlar yoğun olarak hissedilir. Bunlar derin üzüntü, hayattan zevk alamama, değersizlik hissi, ümitsizlik, yaşamla ilgili kaygılar, karamsarlık, enerji azlığı, isteksizlik, yorgunluk, yavaşlık ve en tehlikelisi intihar isteği gibi belirtilerdir. Majör Depresyonun tedavi edilmeden düzelme ihtimali çok düşüktür. İntihar riski sebebiyle acilen ve mutlaka bir psikiyatrist tarafından tetkik edilip tedavisi başlanmalıdır.

Atipik Özellikli Majör Depresif Bozukluk Nedir?

Bir Rumeli türküsü bu depresyonu çok güzel anlatır: “Yüzüm güler kalbim ağlar.” Bu depresyon çeşidinde kişinin içinde fırtınalar kopsa da, moralsiz ve hayattan zevk almıyor olsa da bunu dışarıya belli etmez. Yüzünde adeta bir maske vardır. Topluluk içinde, arkadaşlarla iken mutlu ve eğleniyor, yalnız kaldığında depresif boyuta geçer. Bu Kayahan’ın şarkısında çok güzel ifade edilmiştir: “El ayak çeklince, sohbetler tükenince, dostlar eve gidince bu geceler işkence.” En tipik özelliği duygu durumun dış etkenlerden çok etkilenmesi ve çok hızlı bir değişim göstermesidir. Genellikle genç ve yetişkinlerde görülür. Her insanda doğal olarak görülen günlük üzüntüler, aksilik olduğunda yaşanan sıkıntılar, olaylara verilen anlık tepkiler burada şiddet ve sıklık olarak artmış ve en az iki haftayı aşan bir süredir yaşanıyor hale gelmiştir. Böyle olduğunda depresyon akla gelmeli ve mutlaka psikiyatrik olarak değerlendirmelidir.   

Doğum Sonrası Depresyonu (Postpartum Depresyon) Nedir?

Doğumu takip eden 6-12 ay içerisinde oluşan depresyondur. Doğum sonrası depresyon ciddi bir depresyon çeşididir. Hafif depresyondan psikotik özellikli depresyona kadar gidebilen bir yelpazededir. Doğum sonrası depresyonun belirtileri, genel depresyon belirtilerinden farklı olmamakla birlikte bazı ilave belirtiler de gösterir. Üzüntü, keder duyguları, ağlama, değersizlik, umutsuzluk, karamsarlık, sosyal izolasyon, cinsel istek azlığı, uyku ve iştah bozukluğu ve intihar gibi belirtilerin yanı sıra annede ne kendisiyle ne de bebekle ilgilenemediği düşüncesi, yoğun suçluluk duygusu, bebeğe yabancılaşma, hatta bebeğin kendisine ait olmadığı düşüncesi de görülebilir. Ciddî psikiyatrik bir durumdur ve vakit kaybetmeksizin klinik gözetime alınmalı ve tedavi edilmelidir. Çünkü çoğu zaman bu depresyon gözden kaçar, doğumun verdiği geçici bir durum gibi algılanır, bu da annenin hem bebeği ile hem de eşiyle ilişkisinin bozulmasına yol açar.

Doğum sonrası depresyon ile alakalı olarak daha fazla bilgi sahibi olmak isterseniz eğer ki; İlgili linkle tıklayabilirsiniz.
İlgili link: https://www.adnancoban.com.tr/dogum-sonrasi-depresyon-postpartum-depresyon

Mevsimsel Depresyon Nedir?

Genelde kış ve sonbahar aylarında günlerin kısalması ve bulutlu havalardan dolayı güneş ışığının yeterince alınamaması sebebiyle oluşur. Yıl boyu devam etmez. Kışın başlar yazın ortadan kalkar. Genç kızlarda ve kadınlarda sık görülür. Mevsimsel depresyonda kişiler kış ve sonbahar aylarında ilkbahar ve yaz aylarında olduklarından çok farklı olurlar. Kışın hüzünlü, üzüntülü, içe kapanık, sessiz ve sakin yazın ise mutlu, heyecanlı, enerjik, konuşkan, hareketli, sevecen ve neşeli olurlar. Eğer kişi her sene bu döngüyü yaşıyorsa mutlaka tedavi edilmelidir. Çünkü kişi yılın neredeyse yarısını mutsuz ve düşük performansla geçirmek zorunda kalır.

Melankolik Özellikli Majör Depresyon Nedir?

Depresyon çeşitlerinden bir diğeri ise melankolik özellikli majör depresyondur. Bu depresyon türünde bireyler zevk alma duygularını kaybederler, önceden yapmaktan çok keyif aldıkları şeyleri yapmaktan kaçınırlar. Bu depresyon türünde genellikle bireyler uykusuzluk sorunu yaşarlar. Sürekli hissettikleri duygular ise üzüntü, mutsuzluk, kaygı ve enerji düşüklüğüdür.Çok eski bir terim olan melankoli sözcüğü Yunanca melan (kara) ve koli (safra) kelimelerinin birleşmesinden oluşur ve “karasafra” anlamına gelir. Çok üzgün, umutsuz, sıkıntılı, karamsar ve kasvetli bir ruh halini tanımlar. Bu ruh halinin ön planda olduğu ağır depresyonlara “melankolik depresyon” adı verilir. Üzüntü ve keder melankolik depresyonun en çok göze çarpan belirtisidir. Kişinin ruh ikliminde yaprak kımıldamaz, neşe, doygunluk, coşku ve hayattan zevk alma tamamen yitirilmiştir. Melankolik depresyonda kişi öz değerini her şeye ilgisini kaybeder ve yaşanan olumsuzluklardan kendisini suçlar. Melankolik depresyon gerek ruhsal olarak gerekse bedenen kişinin ileri derecede yavaşladığı, bitkin ve bezgin hissettiği bir durumdur. Bu yüzden intihar riski çok yüksektir. Mutlaka psikiyatrik olarak takibe alınmalı ve etkin bir şekilde tedavi edilmelidir.

Psikotik Özellikli Majör Depresif Bozukluk Nedir?

Çoğu zaman şizofreni ve mani ile karıştırılan, depresyon belirtilerine ek olarak nihilistik (yok olma), suçluluk, paranoid veya bedensel sanrı ve varsanıların olduğu depresyon çeşididir. Bu tip depresyonda psikomotor yavaşlık ve ajitasyon, bunaltı, bilişsel sorunlar, hipokondriazis, ümitsizlik, düşmanlık, kuşkuculuk, paranoid belirtiler ve erken ya da orta dönem uykusuzluk yakınmaları diğer depresyon çeşitlerinden daha çok görülür. Şizofreni ve şizoafektif bozukluktan genellikle depresyon sonrası gelişmesi ve psikotik belirtilerin depresyonla uyumlu olmasıyla ayrılır. Varsanı ve sanrıların içeriği depresif duygudurumla uyumlu olarak kişisel yetersizlik, suçluluk, günahkârlık, cezalandırılmaya layık olma, nihilizm (organlarının ve kendisinin yok olması, çürümesi) ya da büyük felaketlerden sorumlu olma şeklindedir. İşitme varsanıları genellikle iftira eden veya suçlayan sesler, koku varsanıları ise kendisinden yayılan pislik ya da çürük kokusu ile kendisini gösterir. Özellikle kişiyi suçlayan işitme varsanıları yoğunlaştığında intihar riskinin artması sebebiyle klinik gözlem altında vakit kaybetmeksizin tedavi edilmesi gerekir.

Katatonik Özellikli Majör Depresif Bozukluk nedir?

Katatonik özellikli majör depresif bozukluk, ruhsal buhranın yanı sıra, motor sistemi de etkileyen bir depresyon çeşididir. Önceleri katatoninin sadece şizofrenide görüldüğü düşünülse de sonraları depresyonda da görülebildiği keşfedilmiştir. Katatonik depresyonda kişinin elleri, kolları ya da vücudunun herhangi bir uvzu nereye bırakılırsa orada kalır. Kişi karşısındakinin mimik ve hareketlerini taklit edebilir (ekomimi, ekopraksi). Tekrarlayıcı hareketler görülür. Söylenenlere karşı olumsuz bir tavır sergiler. Buna negativizm denir. Örneğin yanınıza çağırdığınızda gelip gelmeme arasında kararsız kalır, gözleri açılmaya çalışıuldığında açmamaya çalışır. Anlamsız tekrarlayıcı hareketler yapabilir.

Dismitik Bozukluk (İnatçı Depresyon- Minör Depresyon) Nedir?

Distimik bozukluk, depresif belirtilerin nispeten hafif ama uzun süre devam ettiği bir depresyon çeşididir. Kişi genel olarak mutsuz, karamsardır. Enerji düşüklüğü, uyku ve iştah düzensizliği, dikkat-konsantrasyon bozukluğu, dalgınlık, kararsızlık vardır.

Distimi toplumda çok yaygın görülmesine rağmen çoğu zaman fark edilemez, gözden kaçırılır ve tedavisiz bırakılır. Distimi belirtileri kişinin yaşamında keskin değişimlere sebep olmaz ama süregen bir depresyon olduğundan hep eşik altı bir hayat yaşamasına sebep olur.

Kişi çoğu zaman yaşadığı depresyonu ve bunun hayatına sinsice verdiği zararı ön göremez. Hatta bu durumu karakterinin ve kişiliğinin bir özelliği olarak görür. Bu yüzden distimik kişilerden sıklıkla ''ben oldum olası böyleyim, hep karamsar ve depresifim'' ifadesini duymak mümkündür. İçinde bulunduğu durumu öylece kabullenmiştir. Halbuki distiminin kişiye ve çevresine getirdiği yükler oldukça ağır olmaktadır. Distimik bozukluk genellikle çocukluk ya da ergenlik döneminde başlar. Hafif depresif belirtiler süreğen bir seyir izler ve en az iki yıl sürer. Hastalığın belirleyici özelliği kişinin isteksizlikten, ilgisizlikten yakınmasıdır. Ancak belirtiler genellikle dışarıdan gözlenmez, çevresindekiler söylemese kişinin mutsuz, karamsar olduğu fark dilmez. Uyku, iştah ve cinsel yaşamla ilgili sorunlar vardır ama fark edilmeyecek boyuttadır. Kişi hiçbir şeye motive olamaz, normalde hoşlandığı aktivitelerden, hobilerinden artık zevk alamaz. Genellikle durgun, dalgın ve sessizdir. Hayatı bir yük gibi görür. Sadece işiyle meşgul olur, eğlence ve sosyalliğe zaman ayırmaz. Çok çalışır, üretir ama kendini hep yetersiz hisseder. Distimik depresyon kişinin potansiyeli yüksek olsa da performansının düşük kalmasına sebep olur. Bu yüzden bir türlü hak ettiği seviyeye gelemez. Aile, iş, sosyal çevre ve eş ile ilişkiler bozulur. Distimik depresyon tedavisinde ilaç ve psikoterapiden yararlanılır. Antidepresan grubu ilaçlar tedavide etkindir. Ancak distimik depresyon çoğu zaman inatçı ve dirençli olduğundan ilaç tedavisine TMU (transkraniyal manyetik uyarım) tedavisini ve psikoterapiyi ilave etmek tedavi başarısını artırmaktadır.

Maskeli Depresyon Nedir?

Bazı depresyonlar mutsuzluk, zevk alamam şikayetlerinden ziyade bedenin değişik yerlerinde ağrı, sızı, uyuşmalar, karıncalanma, mide-barsak şikayetleri, cinsel işlevlerde bozulma, yeme bozuklukları, iştah değişiklikleri, alkol ve madde bağımlığı ile kendini gösterir. Bu kişiler bedensel yakınmalarla doktorlara başvururlar. Her türlü tahlil ve tetkik yapılır, bir şey bulunamayınca “Hiçbir şeyin yok, sapasağlamsın” deyip eve gönderilirler. Halbuki bu hastaların önemli bir bölümü, aslında depresyon geçirmektedir. Bedensel belirtileri ön planda olduğundan isteksizliği, hayattan zevk alamamayı tıbbî bir durum olarak görmezler. Dep­resyonu bir hastalık değil de herkesin yaşayabileceği tarzda bir üzüntü olarak kabul ederler, ruhsal durumlarından doktorlara bahsetmezler. Ancak bir hekim "Stresli misin, gergin misin, moralin nasıl, neşesizlik-keyifsizlik var mı?" sorusunu sorduğunda depres­yonda oldukları ortaya çıkar. Bu yüzden bedensel şikayetlerin üstünü örttüğü bu depresyona maskeli depresyon veya örtü­lü depresyon denir.

Yaşlılık Depresyonu Nedir?

65 yaş üstünde görülen depresyondur.  Sık ve intihar riski yüksek bir depresyon. İntiharların %20’si yaşlılık depresyonundan kaynaklanır. Hastanede yatan, kronik hastalığı olan, felç gibi kalıcı yeti yitimi olan, beyinde küçük damarlarda tıkanıklığı yaşayan, erken dönem demansa sahip yaşlılarda depresyon daha sık görülür. Yaşlılıkta içe çekilme, ağlamak, duygusallaşma, alınganlık, az konuşma, sinirlilik, uykusuzluk, gerginlik yaşlılığın doğal sonuçları gibi düşünülür. Ancak bu belirtiler çoğunlukla bir yaşlılık depresyonunun belirtisidir. Yaşlılık depresyonu tedaviye dirençli bir karakter arz eder. Eğer tedavi edilmezse Alzheimer demansa ilerleme riski yüksektir. Dikkatlice, titizlikle ve sıkı bir takiple tedavi edilmelidir.

Çocukluk Çağı ve Ergenlikte Depresyon nedir?

Çocuklukta görülen depresyon çoğunlukla gözden kaçan ve ihmal edilen bir durumdur. Gelişim aşamasında olması hasebiyle çocuğun duygusal, bilişsel, davranışsal, sosyal ve hatta bedensel gelişimini sekteye uğratabilir. Hatta kalıcı karakter ve kişilik sorunlarına sebep olabilir. O yüzden çocukluk döneminde depresyonun tanınması ve erkenden tedavi edilmesi çok önemlidir.

Depresyonda Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız?

Günlük hayatımızda bazen kendimizi mutsuz, isteksiz, ilgisiz, keyifsiz...

Depresyon Holding Batırır

Başarılı bir iş adamı, herhangi bir sebep yokken batacağıyla ilgili en...

Serotonin - Noradrenalin ve Dopamin Nedir?

Serotonin başta mutluluk olmak üzere birçok beyin ve beden faaliyetind...