corona-virus-stresi-ile-bas-edebilmek-icin-neler-yapilabilir
Corona virüs stresi ile baş edebilmek için neler yapılabilir?

<p>selam sevgili dostlar merhaba malumunuz dünyayı sarsan bir salgınla karşı karşıyayız corona virüs.&nbsp;Bunlar top yekûn insanlık olarak mücadele ediyoruz inşallah bu mücadeleyi kazanacağız ve sevdiklerimizle birlikte de bizim elimizdeki en büyük hakkımız olan yaşamlarımızı da kurtararak güzel günlerde yine güzel şeyler yaşamaya devam edeceğiz. Ancak o zamana kadar bazı önlemler almamız bazı tedbirlere riayet etmemiz gerekiyor. Bunları zaten Hepimiz konuşuyoruz kitle iletişim araçlarında bütün herkese artık onlar da bilinçli duruma geldi bu uygulamaların insanlar olsada çoğunluğumuz uyguladığını görüyoruz.&nbsp;O da bu uygulayanların sayısının artmasını temenni ediyoruz. Peki şimdi evde kalça ağrısına ve ettiğimizin çoğunuz evdeyiz evimizdeyiz evimizde olduğumuz zaman tabi insan hareket bir defa azalmış oluyor hareketi azaldığı için hep aynı şeylerle karşı karşıya olduğumuzu aynı şeyleri yaptığınız aynı ortamda yapacakmış bir takım stresli durumlarda söz konusu oluyor zaten dışarıda dış dünyada bizi tehdit eden bir unsur söz konusu. Onun verdiği bir stres var ve evde olmanın vermiş olduğu stres topu bire güneşinde tabi ki sıkıntılar baş gösterebiliyor, hatta gerginlikler ve öfkelenme der sinirlendiren çatışmalar kavgalar dahi olabilir. Peki bunların önüne geçebilmek için neler yapabiliriz kurumla ilgili size birkaç öneride bulunacağım ilk defa evet belki korona virüs salgını sebebi de biz evlerimize mahsur kaldık dışarı çıkmaya gayret ediyoruz ama bu fırsata çevirebiliriz, nasıl çevirebiliriz sevdiklerimizde sair zamanlarda çok yoğun otobüsün böyle sıkça bir araya gelmiyor. Çok uzun zamanlar böyle belki birçok arkadaşımız dostumuz aynısıyla belki uzun zamandır Bucak bu kadar birlikte zaman geçirmek durumunda kalmadı bu aslında bizim için bir fırsat. Ailemizde çocuklarımızla ikimiz de sevdiklerinizle birlikte olmanın bu özelliğini hissediyoruz her ne kadar bize. Corona virüs salgını bunu eş atmış olsa da biz bunu bir fırsata çevirebiliriz yani insanoğlu yaşamış olduğu her zaman ve zeminde ümidi kaybetmeden güzellikleri yaşayabilir paylaşalım ikincisi bu sevdiklerimizle bir arada olmanın güzelliğini yaşamaya kaynatılır ikincisi stresle mücadelede Sitesi azaltmada bazı yaklaşımlar var bunların başında müzik ve sanat gelir bu özellikle müzik dinlemek bildiğiniz gibi ve stresi azaltan bir aktivitedir birçok çalışma var bu konuda müzik dinlemenin kortizol gibi stres hormonlarını azaltarak insanlarda bir rahatlama yarattığınız stresin etkilerini insanlarda zayıflattığını ve bu yolla da immün sistemi bağışıklık sistemini güçlendirin çok iyi biliyoruz biz bu yönüyle müzik dinlemeyi her türlü bilimsel hastalıkta iskeleti hastalıkta tavsiye ediyoruz mesela kanser hastalarında müzik dinlemeden müzik aktivitelerini kanser hastasındaki yaşam süresini uzattı ile ilgili yayınlarım çalışmaları araştırma çok iyi bir o yüzden evde olduğunuzu süre içerisinde müzik dinlemenizi özellikle tavsiye 4 son zamanlara sosyal medyada o&nbsp;saçların çok güzel konserleri söz konusu oluyor bunları dinlemek Bunlar Seni sevdiğimiz müzikleri müzikleri dinlemek evdeki kayıtlarımıza ispat etmek son derece bir rahatlatıcı olacaktır bunun özellikle tavsiye ederim ama beraberlik şarkı söylemekte Hepimiz bir şekilde sevdiğiniz şarkılar vardırç Bu şarkıları söylüyoruz Evde ev halkıyla birlikte şarkılar sevdiğiniz şarkıları söylememiz Türkleri söylememiz de bizi rahatlatacak bir etkinliktir. Hatta şarkı söylemenin Emin sistemi çok güçlendirdiği mesela immünglobulin adetimiz antikor seviyesine yüzde 250 artırdığını çok iyi bir ama sonuçta bu müzik dinlemek ve müzik şarkı söylemek ne ofu günlerde belki yapacağımız en güzel ses ve mücadele aktivitelerinden birisi yine spor bu çok iyi biliyoruz spor dediğimiz zaman kompleks sporları kastetmiyoruz işte evde volta atar gibi yürümek bile aslında çok son derece stresi atman açısından önemli küçük böyle fazla yüklenmiş yüklenmeden küçücük hareketleri yapmak birtakım kaslarını çalıştırmak etmek ve sahibim bunlar ve son derece stresi azaltan aktivitelerdir bir nefes egzersizleri gevşeme egzersizleri bu özellikle söylüyorum günün belli saatlerinde sabah öğle akşam olabilir 10'ar dakikalık nefes ve gevşeme egzersizlerini sizlere tavsiye ediyorum stresi azaltma noktasında son derece etkili yaklaşımlar evet efendim bu öneriler ışığında İnşallah evde kal çağrısına hepimiz ziyaret ederiz. Bu kötü günlerin atlatırız ve sağlıklı bir şekilde yine bir arada oluruz. Ben de soğana bir ilave de bulunayım evde kal müzik çal İyi günler.</p>

panik-atak-hakkinda
Panik Atak Hakkında

<p>Merhaba. Bugün sizlere panik ataktan ve panik bozukluğundan bahsedeceğim. Panik atak kişinin kendisini güvende hissedememesine bağlı olarak gelişen aşırı bir korku, bunaltı ve kaygı halidir. Insan beyninde güvenlikten sorumlu bir bölge vardır. Bu bölgenin kimyasal dengesi bozulduğunda veya bir travma sonrasında işleyişinde bir bozulma söz konusu olduğunda beyin herhangi korkulacak bir durum olmamasına rağmen tehlikeli durum varmış gibi vücudu alarma geçirir. Bu alarm durumunda ne olur? Bi insan ölüm tehlikesiyle karşılaştığında ne olursa o olur. Adrenalin deşarjına bağlı olarak kalpte hızlanma, çarpıntı, tansiyon yükselmesi, kaslarda aşırı gerginlik, uyuşmalar, karıncalanmalar, baş dönmesi, göğüs ağrısı, mide, bağırsak ve idrar yollarında hızlanma ve birçok hızlanmayla ilgili sistemin aktivasyonuyla ilgili bir takım belirtiler ortaya çıkar. Bu panik tablosu o kadar dehşetli ve şiddetli bir tablodur ki kişide ölüm korkusuna, delirme korkusuna, aklını kaybetme korkusuna ve kontrolünü kaybetme korkusuna yol açar. Bu dehşetli panik atak tablosu, kişi de öyle bir korku yaratır ki kişi bir daha bu atağı yaşamamak için aşırı önlemler almaya başlar. Nedir bu önlemler Mesela başına bir durum geldiğinde kaçamayacağını düşündüğü yerlere girmekten kaçınır. Asansör, uçak, feribot, metro, köprü veya tünel gibi yerlere girmekten kaçınmaya başlar. Yalnız başına evde kalmaktan kaçınır. Veya yalnız başına herhangi bi yere gitmekten kaçın. Mutlaka bi yere giderken yanında birini de götürür. Yakınlarından biri olmadan dışarı çıkmaz. Pazara gitmez. Doktora gitmez. Veya herhangi bi yere gideceği zaman gittiği yerlerde mutlaka bir hastanenin bi sağlık teşekkülünün olmasını ister. Gitmeden önce de bunu araştırır. Eğer gideceği yerde bir hastane veya sağlık teşvikü yoksa oraya gitmez. Ya kişide bu panik atan bir daha yaşanması noktasında aşırı bir korku gelişir. Bu korkunun sebep olduğu kaçınmalar da işte panik bozukluğu dediğimiz tabloyu meydana getirir. Peki panik bozukluğunu nasıl tedavi ediyoruz? Panik bozukluğu artık panik atakların kişinin işlevselliğini son derece bozduğu ve beyninde de bir kimyasal bozulmanın işareti olduğu için mutlaka bu tür durumlarda serotonin dengesini düzenleyen dengesini düzenleyen ilaçları tedavide kullanıyoruz. Yani bugün antidepresan dediğimiz ilaçlar panik bozukluğu tedavisinde de son derece etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Bu antidepresanlar artık güvenilir ilaçlar olarak biliniyor. Yan etki açısından son derece emniyetli. Kişide kalıcı etkileri olmıyan tedavi edici etkileri olan, mideye, bağırsağa, karaciğere, kalbe zararı olmayan ve bağımlılık yapmayan ilaçlardır. O yüzden halk arasında bu ilaçlardan çok korkulur ancak depresyon ve panik bozukluğunun tedavisinde bu ilaçlar son derece hayat kurtarıcıdır ve kişiyi tekrar hayata bağlayan ilaçlardır. Ancak tek başına ilaç tedavisiyle panik bozukluğunu tamamen ortadan kaldırmak, panik bozukluğunun etkisini beyinden temizlemek mümkün değildir. Bunu nereden biliyoruz? Çünkü sadece ilaç tedavisi kullanan panik hastalarının bir kısmı sonra tekrar ilacı bıraktıktan sonra tekrar hastalanabiliyorlar. O yüzden bizim ne yapmamız lazım? Sonucu düzelttiğimiz gibi yani kimyasal bozulmayı düzelttiğimiz gibi sebepleri de ortadan kaldırmamız gerekiyor. Peki panik bozukluğunun sebepleri nelerdir? Panik bozukluğunun sebepleri genel olarak baktığımızda kişinin hayatında yaşamış olduğu olumsuz olaylar, travmatik olaylar veya travmatik Uzun süren stresli dönemlerde kişilerde beyin kimyasının aşırı tüketilmesine bağlı olarak bir eksiklik söz konusu olmakta. Bu da panik atak ve panik bozukluğu şeklinde karşımıza çıkmaktadır. O zaman yapmamız gereken şey nedir? Panik bozukluğuna götüren travmatik olayları, etkenleri tespit edip bunların beyni etkilemesini önlemektir. Bu noktada diğer terapisi gibi Travma odaklı terapiler, panik bozukluğun tedavisinde son derece etkili olmaktadır. Travmalar ne yapıyorlar? Yanlış öğrenmelerle, negatif şartlanmalarla, kişinin gerçeğine uymayan, rasyonel olmayan birtakım düşünceleri kişiye dayatıyorlar. Yani kişinin emniyetini bozan, güvenliğini bozan herhangi bir durum olmadığı halde herhangi bir tehlikeli durum söz konusu olmadığı halde, kişi kendisini güvende değilmiş, emniyette değilmiş gibi hissetmeye başlıyor. Işte bu güven ayarlarının bozulması da panik atak, panik bozukluğu gibi tablolara sebep olur. O zaman ne yapmamız gerekiyor? Bizim terapisiyle önce bu travmaları işlemleyip kişiyi bu irrasyonel gerçek olmayan, doğru olmayan düşüncelerden, inanışlardan kurtarmamız gerekiyor. İşi bu negatif inanışlardan kurtuldukça yavaş yavaş kaybetmiş olduğu güvenlik duygusunu tekrar kazanmaya başlıyor. Yavaş yavaş çevreyi algılaması olguları, algılayışı, kendini algılayışı düzelmeye başlıyor. Bunun düzelmesi ne demektir? Kişinin artık panik ataklardan yavaş yavaş kurtulması demektir. Geçmiş travmaları çalıştıktan sonra artık sıra panik ataklara geliyor. Neden panik ataklara göre? Çünkü panik bozukluğuna sebep olan şey neydi? Panik atağın ta kendisiydi. O yüzden. Panik atağa karşı da kişiyi duyarsızlaştırmak gerekiyor. Çünkü panik atak tablosu kendisi bir travma olarak etki gösteriyor. Bi insan düşünün, kalbi hızlanmış, tansiyonu yükselmiş, başı dönüyor, mide, bağırsak hızlanmış, vücudunda soğuk terlemeler, karıncalanmalar oluyor ve birazdan öleceği gibi bir hisse kapılmış. Bu insan için bu tablo bir travma değildir de nedir? Zaten kişileri korkutan tablo da o panik atak tablosu. Onu bir travmatik yaşantı gibi düşünüyolar kişiler ve bir yaşamamak için aşırı tedbir almaya başlıyorlar. Işte bizim burada bu noktada kişinin yaşamış olduğu panik atakları bir travmatik yaşantı olarak düşünüp onlara karşıda bir duyarsızlaştırma çalışması yapmamız gerekiyor. Ne yapıyoruz? İşte kişinin ilk yaşamış olduğu panik atağı, yaşadığı en şiddetli, en dehşetli panik atak tablosunu, son dönemde yaşamış olduğu panik atak tablolarını belirleyip bunlara karşı da kişiyi terapistle duyarsızlaştırıyoruz. Panik karşı duyarsızlaşma bittikten sonra da tetikleyicilere karşı duyarsızlaştırmaya çalışıyoruz. Çünkü panik atak esnasında kişi bazı ortamlardan kaçınmaya başladı. O ortamları da kendisi için bir eee travmatik alan olarak düşünmeye başlamıştı. Nedir bunlar? Kapalı alanlar veya yalnız evde kalmak, yalnız bi yere gitmek gibi durumlarda. Kişiyi napmamız gerekiyo? Bu durumlara karşı da duyarsızlaştırmamız gerekiyo. Bu duyarsızlaştırma neyi sağlıyor? Bu ortamları artık travmatik olarak değil de normal sıradan Bir ortam olarak algılamasını sağlıyor. Bütün bu işlemler bittikten sonra kişinin zaten çok ileri derecede rahatladığını korkularından arındığını, panik atak yaşama noktasındaki duyarlılığın neredeyse sıfıra indirgendiğini ve artık işlevselliğine kavuştuğunu görebiliyoruz. Aslında bütün bu çalışmalarımız kişiye dehşet veren o panik atak korkusundan kurtarma çabasıdır. Çünki panik atak yaşayan insanlardaki en büyük sorun bu panik atağın bir daha gelmesinden aşırı korkmaktır. Halbuki panik atak tablosu ölümcül bir tablo değildir. Kişiyi öldürmez. Kişiyi efendim varlığını tehdit eden bir durum değildir. O yüzden biz birinci aşamada panik atağın gelmesine karşı kişiyi duyarsızlaştırmış oluyoruz. Panik atağı duyarsızlaşan kişi, panik atak gelirse gelsin. Yapacak çok şeyin var. Panik atak öldür Bir şey değil. Panik atak beni efendim kalp krizine sevk edecek bir durum değil. Veya benim felç yapacak bir durum değil. Gelirse gelsin ben de gereken neyse yaparım. Bilincine kavuşmasını sağlayarak aslında beynin ona oynamış olduğu oyunu ortadan kaldırmasını sağlamaktadır. Panik atağa karşı duyarsızlaştırmayla aslında biz beynin insana oynamış olduğu oyunu bozmuş oluyoruz. Yani panik atak gelirse gelsin. Panik atak ölümcül bir şey değil. Ben elimden gelen neyse yaparım. Yapacağım çok şey var. Kendime güveniyorum demek panik atağı bir anda değersizleştirmeyi, sıradanlaştırmayı getiriyor. Panik atan sıradanlaşması da kişinin kaçınmaları bırakmasını, yoluna devam etmesini ve işlevselliğin tekrar kazanmasını sağlıyor. Özetler Panik bozukluğu, ilaç tedavisine ilave eMDR terapisi gibi travma odaklı terapilerle tamamen düzelebiliyor ve kişi bir daha panik atak yaşamayacak hale gelebiliyor. Nice sağlıklı günler diliyorum.</p>

Şizofreni hastaları hayata nasıl kazandırılır ile ilgili video içeriğine web sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Şizofreni Hastaları Hayata Yeniden Nasıl Kazandırılır?

<p>Şizofreni hastalarının hastane sonrasında hayata adaptasyonları yeniden adaptasyonları son derece önemli hedavinin büyük bir kısmını zaten bu oluştur. Ilaç tedavisi zaten belli klasik bir şekilde Takip ediliyor mutlaka ilacını kullanması sağlanıyor aile İşte bu konuda kişinin hastalıklar mücadele gücünü artırıyor iş Hastalığın ne olduğunu bilmek sesleri duyabilir Ama bu seslerin hastalıktan olduğunu bilirse ve bunu bil iş anlatabilecek bu kişi o sesleri seslere göre hareket etme bir öğrenebilir. ve yaşlı bir takım Bezirhane düşünceleri olabilir çevreden şifrelenebilir bu şüpheyi biz hastalıktan olduğu noktasında başarırsan işareti belirtiler yaşasan bile hastada yönetebilme ye başlar bunun yanında kişinin sosyal becerilerin geliştirilmesi son derece önemlidir her benim birçok hastam böyle iyi bir adaptasyon sürecinden sonra evlendiler çocuk sahibi oldular efendim bir işe girdiler Hatta bir hastam var şu anda bir güvenlik elemanı olarak bir şirkette çalışıyor Çok ciddi bir şekilde çalışabiliyor Ben sonuçta şizofreni hastaları üniversite Hayatlarına devam edebilirler okuyabilirler kvlenebilirler doğum yapabilirler efendim çalışabilirler TOKİ işlerde çalışabilirler önemli olan şu bu sosyal işlevleri gösterme Aşamasından önceki aşamaları sağlıklı bir şekilde geçerler yani hastane aşamasının ilaç tedavisinin gaile tedavisinin ailenin efendim Eğitim meşinin kişinin mücadele hastalıkla mücadele gücünü geliştirilmesini çok önemi var biz bunları yaptıktan sonra sosyal alana çok rahat bir şekilde işi sevk edebiliriz Kişide hakikaten hastalara hastalığa rağmen hayatını güzel bir şekilde yaşamaya devam et</p>

Şizofreni hastalığı tedavi edilebilir mi ile ilgili Doç. Dr. Adnan Çoban'ın bilgilendirici video içeriğini web sayfamızdan izleyebilirsiniz.
Şizofreni Hastalığı Tedavi Edilebilir Mi?

<p>Şizofreni hastalığı evet çok ciddi bir rahatsızlıktır ama tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Son yıllarda keşfedilen ilaç yöntemleri ve bir takım mm psikososyal rehabilitasyon metotlarıyla şizofreni hastaları artık eskisinden çok daha güzel bir şekilde tedavi edilebiliyor ve topluma kazandırılabiliyor. Eskiden bazı ilaçlar vardı. Bunlar sadece dopamin seviyesini ayarlıyordu. Ancak seviyesini ayarlarken Parkinsonizm gibi bir takım yan etkilere sebep oluyordu. Kişinin çok uyuşturuyor, uyutuyor ve eh sosyal hayattan tamamen koparıyordu. Şimdi ise hem etkinliği olan şizofreni tedavi eden hem de yan etkileri çok minimal düzeyde olan ilaçlar eh söz konusudur. Biz bunlara yeni kuşak şizofreni ilaçları diyoruz. Bu ilaçlar şizofrenin biyolojik tedavisinde son derece etkili olmuştur ve bir şekilde şizofreni tedavisinin pratikmasını değiştirmiştir. Eskiden şizofreni hastalığı tedavi edilemez. Kronik bir hastalık olarak düşünülürken hatta depo hastanelerde zincirleri bulmuş bir şekilde şizofren hastaları mm toplumdan tecrit edilirken şimdi artık tedavi edilebilir bir hastalık olarak mm psikiyatri dünyasında mm algılanmaktadır. Peki ilaç tedavisiyle napıyoruz? Dopamin ve beyindeki diğer kimyasalların düzeyini mm düzenleyerek kişiyi bu hezeyan halisinasyon, sosyal çekilme, agresif davranma veya diğer bir takım bozukluklardan, belirtilerden kurtarmış oluyoruz. Yani tabloyu öncelikle bir düzeltmiş oluyoruz. Beraberinde aileyi eğiterek, sosyal çevreyi düzenleyerek, kişinin kendisiyle ilgili becerilerini yeniden kazanmasını sağlayıcı bir takım terapileri devreye sokarak eh sosyal şifa dediğimiz en azından şifa noktasına getirebiliyoruz. Yani şizofrensların bugün yüzde yirmi beşi şifa bulabiliyor. Yüzde ellisi sosyal şifa dediğimiz yani tedavisine devam ediyor ama sosyal olarak diğer işte evlenebiliyor, çocuk sahibi olabiliyor, işe girebiliyor, okuyabiliyor. Diğer yüzde yirmi beşi de eskisinden çok daha iyi bir şekilde tedavi ediliyor ama kronikleşip bizim arzu ettiğimiz seviyeye gelmese de en azından belirtilerle mücadele noktası da olabiliyor.</p>

Panik atak nedenleri nelerdir, panik atak nasıl tedavi edilir ile ilgili Doç. Dr. Adnan Çoban'ın bilgilendirici videosuna web sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Panik Atak Nedenleri Nelerdir?

<p>&nbsp;</p> <p style="line-height:1.38"><span style="font-size:11pt; font-variant:normal; white-space:pre-wrap"><span style="font-family:Arial,sans-serif"><span style="color:#000000"><span style="font-weight:400"><span style="font-style:normal"><span style="text-decoration:none">Panik atak bir belirtidir.Birçok&nbsp; psikiyatrik rahatsızlıkta kendini gösterebilir. Aslında bu beyinde adını verdiğimiz bir bölgenin ki bu bölge iş kişinin kendisini güvende efendim emniyette hissetme duygusu ile ilgili bir alandır. Buradaki Kimyasal Bozulma Sonrasında kişinin sürekli alarmi olması. Sanki Tehlikeli bir şey varmış moduna geçmesidir aslında panikatak. İşte bu&nbsp; bozukluğu olduğu, bozulmanın, bu kimyasal bozulmanın olduğu birçok rahatsızlıkta biz panik atağı görebiliriz. Nedir bunlar?Mesela depresyon. Depresyonda Sıkıntı ile giden özellikler kaygıyla giden bir depresyon çeşidi vardır ki burada panik atakları sıkça görebiliriz.Sosyal fobi, kişinin işte kendini sürekli&nbsp; yanlış yapacağım, rezil olacağım korkusundan dolayı topluluk içerisinde&nbsp; olduğu zaman,yaşadığı korkuyla panik atak sıkça karşımıza çıkabiliyor.Takıntı hastalığında. Yine Efendim&nbsp; Alkol ve madde bağımlılığı ki bazı maddeler özellikle extazi gibi uyarıcı maddeler panik atağa sebep olabiliyor. Efendim&nbsp; bazı fobiler işte böcek, kedi, köpek fobileri de bu tür fobik nesnelerle karşılaşıldığında yine panik atağa sebep olabiliyor.bunun gibi birçok rahatsızlıkta efendim mesela&nbsp; şizofreni hastalığında da panik atakla seyreden tablolar&nbsp; olabiliyor. Kişi işte efendim paranoid şizofreni hastalarında özellikle&nbsp; sesler bu seslerden&nbsp; aşırı korku içerisinde dehşete kapılıp panik atak&nbsp; yaşayabiliyor.velhasıl panik atak birçok psikiyatrik rahatsızlıkta kendini gösteren bir psikiyatrik belirti olarak karşımıza çıkıyor. Yine bazı kişilik&nbsp; yapısındaki &nbsp; insanlarda da panik atak kendini gösterebilir. Nedir bu&nbsp; kişilikler? Mesela aşırı titiz,tezcanlı, &nbsp; evhamlı,mükemmeliyetçi kişilik panik atak,&nbsp; stres yaşadıkları,baskı yaşadıkları anda karşılarına çıkabilmektedir.Yine travmatik&nbsp; tablolar giden bir takım rahatsızlıklar vardır. Yani yoğun travmalar,mesela savaş efendim&nbsp; deprem gibi birtakım afetlersonrasında veya taciz, tecavüzgibi birtakım durumlarda sonra ortaya çıkan bir tablo vardır ki biz buna travma sonrası stres bozukluğu diyoruz. Burada Da çok yoğun bir şekilde panikatak&nbsp; tablosunu&nbsp; hipokondur dediğimiz yani hastalık hastalığı, hastalıktan korkma. Durumu da&nbsp; sıklıkla yeni bir hastalıktan bahsedildiğinde veya hastalıkla ilgili belirti yaşadığını&nbsp; hissettiğin kişi&nbsp; bunu sıklıkla panik atak &nbsp; yaşayabilmektedir.&nbsp; birçok durumda yine&nbsp; tekrar&nbsp; etmekte fayda var. Biz panik atağa her türlü psikiyatrik&nbsp; rahatsızlıkta görebiliriz.</span></span></span></span></span></span></p>

Şizofreni, kronik seyreden kişinin daha önceden kazanmış olduğu bir takım becerileri kaybetmesi veya bu becerilerin zayıflamasıyla karakterize yaygın bir ruhsal bozukluktur. Psikiyatrinin en temel ve en önemli bozukluğu şizofreni hastalığıdır. Şizofreni hastalığında beyindeki kimyasal bozulmaların sonrasında birtakım belirtiler ortaya çıkıyor. Özellikle dopamin adını verdiğimiz bir maddenin, bir hormonun aşırı salgılanması ve beynin diğer alanlarını etkilemesi sonrasında kişisel davranışsal, duygusal ve düşünceyle ilgili birtakım bozukluklar ortaya çıkıyor. Ama çok daha önemlisi kişinin gördüğü, duyduğu ve çevresel uyaranlardan gelen bilgiyi yanlış işlemesi ve bunun sonrasında gerçeği değerlendirme yetisinin bozulmasıyla karakterize psikotik bir tablonun eh söz konusu olmasıdır. Şizofreni hastalığı gerçeği değerlendirme yetisinin bozulmasına mm bağlı olarak ortaya çıkan duygu, düşünce ve davranış bozuklukları karakterize bir hastalıktır.