1. Kişi aşağıdakilerden her ikisinin de bulunduğu travmatik bir olayla karşılaşmıştır:

    1. Kişi gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kendisinin ya da başkalarının fizik bütünlüğüne bir tehdit olayını yaşamış, böyle bir olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmiştir. Yaşamış olduğumuz deprem tam anlamıyla bu tanıma uyan bir doğal afettir.

    2. Kişinin tepkileri arasında aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme vardır. Çocuklar bunların yerine dezorganize-dağınık ya da ajite davranışlarla tepkilerini dışa vurabilirler.

  2. Travmatik olay (deprem) aşağıdakilerden biri ya da daha fazlası yoluyla sürekli olarak yeniden yaşanır:

    1. Olayın, elde olmadan tekrar tekrar anımsanan sıkıntı veren anıları: Bunların arasında düşlemler, düşünceler ya da algılar vardır. Küçük çocuklar, travmanın kendisini ya da değişik yönlerini konu alan oyunları tekrar tekrar oynayabilirler. Depremde göçük altında yaşanan süreç, deprem anında ortaya çıkan gürültü, sarsıntı, o an karşılaşılan görüntüler, sesler, sarsıntılar, etraftaki insanların bağrışmaları, sonrasında medyada yer alan görüntüler, kurtarma esnasında ekrana yansıyanlar vs. tekrar tekrar yaşanıyormuş gibi olur.

    2. Olayı, sık sık sıkıntı veren bir biçimde rüyada görme. Çocuklar, içeriğini anlamaksızın korkunç rüyalar görebilirler.

    3. Travmatik olay sanki yeniden oluyormuş gibi davranma ya da hissetme

    4. Travmatik olayın bir yönünü çağrıştıran ya da andıran iç ya da dış olaylarla karşılaşma üzerine yoğun bir psikolojik sıkıntı duyma.

    5. Travmatik olayın bir yönünü çağrıştıran ya da andıran iç ya da dış olaylarla karşılaşma üzerine fizyolojik tepki gösterme.

  3. Aşağıdakilerden üçünün (ya da daha fazlası) bulunması ile belirli, travmaya eşlik etmiş olan uyarılardan sürekli kaçınma ve genel tepki gösterme düzeyinde azalma (travmadan önce olmayan)

    1. Travmaya (depreme) eşlik etmiş olan düşünce, duygu ya da konuşmalardan kaçınma çabaları.

    2. Travma ile ilgili anıları uyandıran etkinlikler, yerler ya da kişilerden uzak durma çabaları.

    3. Travmanın önemli bir yönünü hatırlayamama.

    4. Önemli etkinliklere karşı ilginin ya da bunlara katılımın belirgin olarak azalması.

    5. İnsanlardan uzaklaşma ya da insanlara yabancılaştığı duyguları.

    6. Duygulanımda kısıtlılık (örneğin; sevme duygusunu yaşayamama)

    7. Bir geleceği kalmadığı duygusunu taşıma.

  4. Aşağıdakilerden ikisinin ya da daha fazlasının bulunması ile belirli, artmış, uyarılmış, semptomlarının sürekli olması:

    1. Uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük

    2. İrritabilite, huzursuzluk ya da öfke patlamaları.

    3. Düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırmada zorluk çekme.

    4. Hipervijilans (aşırı uyarılmışlık)

    5. Aşırı irkilme tepkisi gösterme.

  5. Bu belirtiler 1 aydan daha uzun sürerse tanı TSSB’dir.

  6. Bu bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, meslekî alanlarda ya da işlevselliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya sebep olur.

Uzun dönemde tüm depremzedeleri ne bekliyor? Psikiyatrik ve psikolojik destek bu noktada ne kadar kritik?

Depreme maruz kalan insanların psikolojik dayanıklılığı yüksek olanlar...

Elimde olmadan sosyal medyaya çok maruz bıraktım kendimi. Depremi bizzat yaşamamış olmama rağmen neredeyse aynı korku kaygıyı hissediyorum. Bu yaşadıklarım normal mi? Neler yapmalıyım?

Haberlere, olumsuz bilgilere ve üzücü görüntülere uzun süre maruz kalm...

Depremde yakınlarını, anne-babasını kaybetmiş olan çocuklarda nasıl bir yaklaşım benimsenmeli? Neler yapılmalı?

Erişkinler gibi çocuklar da yakınlarını kaybettiklerinde bir yas reaks...